38
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3320
Okunma

Doymadınız yıllardır insan kanına,
İçtikçe daha çok vampirleştiniz,
Öğrenemediniz kardeşçe yaşamayı,
Anlayamadınız insan olmanın değerini,
Kuş kadar beyninizi doldurdunuz öfkeyle,
Sevmeyi, sevilmeyi bilemediniz.
“Ben Müslüman’ım
Herkes Müslüman olacak dediniz.”
“Bizden olmayan yaşayamaz.
Bu topraklar bizim
Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz,
Yakarız, yıkarız kül ederiz dediniz.
Koydunuz kendinizi Allah yerine,
Oynadınız insanların inançlarıyla,
Aldattınız her gün, Allah diye, diye.
Cevirdiniz sakalınızı çembere,
Geçirdiniz takkeyi kafanıza,,
Burası Türkiye Müslüman’ız dediniz.
Elinizde tespih, dudağınızda dua,
Ellerim nurludur, nefesim şifa,
“Kapat saçını ey kadın, girme günaha,
Nedir kocanla arandaki sorun anlat bana,
Söyle geç otur yanıma, bir dokunayım sana ,
benden sana zarar gelmez, korkma
Ben nurlandım, okurum, üflerim” dediniz,
Felaketler oldu geçim kaynağınız,
Parasız kaldıkça felaket çıkardınız
Çaldınız insanların umutlarını, inançlarını,
Doldu taştı kasalarınız, cepleriniz,
Yaşadınız villalarda, jet-skilerde, havuzlarda,
Çaldınız umutları, kendinizi zengin ettiniz,
“Ben Müslüman’ım yolumdan gel” dediniz..
Camilerimizi kendinize mesken ettiniz,
“Din elden gidiyor ”fetvalar verdiniz
“Laiklik dinsizliktir yıkın laikliği”
“Cumhuriyet değil, bizim rejimimiz”
“Şeriat isteriz, demokrasiyi bilmeyiz”
“Kadın hakkı neymiş, oda köle”
Göz ile bakana “yaptınız zina”
El ele tutuşana “oldunuz fahişe”
“Cezası ölümdür, vurun” dediniz.
Bacak görseniz “nefsim uyandı”
Sac teli görseniz “bu gâvur “
Yürüdünüz 10 metre önden
“Eksik etek” koydunuz adımızı,
“Yanımızdan değil arkamızdan geliniz.”
Tekkeler, zaviyeler açmak istediniz
Köstebek gibi yeraltına girdiniz,
Değiştirmek istediniz, ülkemde rejimi,
Gerçek Müslüman’ın karşısına çıkamadınız.
Be ey kâfirler, imansızlar,
Bir gün hesap vereceğinizi nasıl unuttunuz.
Türkan DİNÇER
23:30
(Bir gün anlayacaklar doğru yolun ne olduğunu
Anladıklarında umarım çok geç kalmış olmazlar)
’Bizi yanlış yola sevk eden habisler, biliniz ki, çok kere din perdesine
bürünmüşlerdir. Saf ve nezih halkımızı hep şeriat sözleriyle aldata gelmişlerdir.
Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz, görürsünüz ki, hep din kisvesi altındaki küfür
ve alçaklıktan gelmiştir. Onlar her hayırlı hareketi dinle karşılarlar, hâlbuki
hamdolsun hepimiz dindarız, artık bizim dinin icaplarını, dinin yasaklarını
öğrenmek için şundan bundan derse ve akil hocalığına ihtiyacımız yoktur.
Milletimizin içinde hakiki, ciddi âlimler vardır. Milletimiz bu gibi âlimleriyle
iftihar eder. Bu gibi âlimlere gidin, bu efendi bize böyle diyor, siz ne
diyorsunuz deyin. Fakat umumiyetle buna da ihtiyaç yoktur. Bilhassa bizim
dinimiz için herkesin elinde bir ölçü vardır. Bu ölçü ile hangi şeyin dine uygun
olup olmadığını kolayca takdir edebilirsiniz. Eğer bizim dinimiz akla mantığa
uygun bir din olmasaydı mükemmel olamazdı, dinlerin sonuncusu olmazdı.’.....Mustafa Kemal ATATÜRK
’Bütün zorba hükümdarlar hep dini alet edindiler; Hakiki ulema, dini bütün
alimler hiçbir vakit bu zorba hükümdarlara boyun eğmediler. Fakat gerçekte alim olmamakla beraber, sırf o kılıkta bulundukları için alim sanılan, çıkarına
düşkün haris ve imansız bir takım hocalar da vardır. Hükümdarlar işte bunları
ele aldılar ve işte bunlar dine uygundur diye fetva verdiler. Gerektikçe yanlış
hadisler uydurmaktan çekinmediler. Gerçek ve imanlı ulema her vakit her devirde bunların kinine hedef oldu.’...... Mustafa Kemal ATATÜRK
Masum halka beş vakit namazdan başka, geceleri de fazla namaz kılmayı vaiz ve nasihat etmek belki de ömründe hiç namaz kılmamış olan bir politikacı tarafından olursa bu hareketin hedefi anlaşılmaz olur mu? ...... Mustafa Kemal ATATÜRK
’Efendiler, camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için
yapılmamıştır. Camiler itaat ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler
yapmak lazım geldiğini düşünmek yani meşveret için yapılmıştır. Millet islerinde
her ferdin zihni başlı başına faaliyette bulunmak elzemdir.’.....Mustafa Kemal ATATÜRK
(Bu gün Konya’da 17 tane küçücük genç kızımızı enkazlar altında bırakan anlayışlara bir tepki olarak yeniden bu şiirimi gündeme getirdim.
Kaçak yapılan binalarda ve şehirden üç saat uzaklıkta, hiç bir belgesi olmadan çocuklarımızın yaşamaya zorlanılması ve sonrasında gelen felaket.
Bu sorumsuzluğun da hesabı her şey gibi sorulmayacak biliyorum ama bizler yinede sesimizi çıkartıp, gereken tepkiyi vermeliyiz diyorum.
çocuklarımıza Tanrıdan rahmet, yaralılara acil şifa ve sevenlerine de sabır diliyorum.)
Türkan DİNÇER