Peki ya şimdi
Daha yürekli daha delikanlı
Aşk dolu saltanatların ardından sürükleniyoruz sevgili
Yine de senden başka sanat tanımam
Fakat bazı anlatılmaz sırlar vardır çiçeğim
Yaşamsa en korkunç sonu
En sevdalı saltanatı bilmeyecek
Görmeyecek kadar merhametsizdir
Aptaldır çiçeğim
Şiirin en hasını ören dönemlerin
En uzun saçaklı düşlerin
Yüreğime yakıştırılan sukutun
Ben kadar asi ve mağrurun
Sen kadar incenin
Tadılmamış hasretlerin
Şiir kadar sevmişliğimiz vardı bizim
Dostumuzun anlattığı gibi değildi yaşam
Hiç bir şeyi altın tepsi içinde sunacak kadar Cömert değildi
Kancıktı kahpeydi kalleşti
Modası geçmiş şarkı gibiydi yaşam
Odalarımızın çiçeklerini sürekli reddediyordu
Akvaryumdaki küçük kırmızı balık bile
Kendi denizimizde boğuluyordu
Her düşen takvim yaprakları
Keşfedemediğimiz günlere hazırlıyordu bizi
Yüreklerimizin acıdan boğulduğunu
Çok sonraları farkedebiliyorduk
Bir bilinmeze doğru gidiyorduk böylece
Öyleyse çiçeğim
Öyleyse kahve gözlüm
Ölmeden öldürmeden gidiyorum
Gitmeden evvel
Kral ve kıraliçeler
Gönül tahtlarını sevdiklerine bırakırlarmış
Bense bütün çiçekleri gözlerine
En sevdalı düşleri yüreğine bırakıyorum
Bin hüzünlü teveccühle birlikte
Kapımı hafiften üstüne çekip gidiyorum
Yüreğime yakışır şekilde değil
Kırmızı kalemime yakışır şekilde hiç değil
Geldiğim şarkıyla
Geldiğim şiirle birlikte gidiyorum
Sana binlerce söz çiçeğim
Sana binlerce söz kahve gözlüm
Beni yeni baştan sev
Beni unutma demeyeceğim

Berka KANBEROĞLU