Biçareyim, alan da sen veren de;
Şükürde, dilimden etme Yarabbi…
Bilen de sen duyan da sen gören de;
Tutundum, elimden etme Yarabbi…

Çok kış gördüm kalanımı yaz eyle;
Derde derman yaramıza tuz eyle;
Demiyorum ne verirsen az eyle;
Bahçemde gülümden etme Yarabbi…

Dünya ki bilene beşerin hanı;
Kıyamet olsa da şimdi her yanı;
Kovanda bekleyen o küçük canı;
Petekte balımdan etme Yarabbi…

Gönül dergâhımız hep yıkık, dökük;
Yamaya diklenir yırtılan sökük;
Taşırken çileme demedim büyük;
Omuzda kolumdan etme Yarabbi…

Gözümden düşenler deryayı yaksın;
Emreyle yüreğim atmaktan bıksın;
Attığım adımlar hep sana çıksın;
Yürürken, yolumdan etme Yarabbi…

Sınavım verdiğin gamda, efkârda;
Bin tane gizlenir yekpare narda;
Hazandan sonraki gelen baharda;
Açacak, dalımdan etme Yarabbi…

Özünden yananlar dumanı bilmez;
Yüzüne okunan fermanı bilmez;
Leyla’sı aşk olan dermanı bilmez;
Mecnun’um çölümden etme Yarabbi…

Sanma suretimdir aynaya vuran;
Hasreti, neşterim yaraya vuran;
Kıyamet sonrası karaya vuran;
Balık say gölümden etme Yarabbi…

Ömür çiçeğimiz eğer solarsa;
Hayat defterimiz birgün dolarsa;
Kapımı ansızın ölüm çalarsa;
Taşınan salımdan etme Yarabbi…

Emrine uyarak verdiğim meyil;
Buyruğun “sevdanın önünde eğil”;
Sahibi sayılsın kiracı değil;
Hep kalsın, solumdan etme Yarabbi…

Ali ALTINLI – 24.02.2021
Saat: 23:14