15
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
890
Okunma

Yıl 1915 Çanakkale vahşeti tüm hızıyla devam eder Yozgat merkez Çalılı köyünden yaklaşık 15 kişi savaşa katılır Savaşa
katılanlar arasında iki kardeş Hasan oğlu Musa ve Mustafa Musa daha önce muhtemelen Trablusgarp cephesinde savaşır ve askerlikten sağ olarak 1911 yılında döner 1915 yılında başlayan Çanakkale savaşına kardeşi Mustafa önce katılır 24 eylül 1915 te şehit düşer, Musa’nın eşi yeni doğum yaptığı esnada vefat etmesi ile hanımının kız kardeşi Hatice ile evlenir ancak evlilik uzun sürmez, kardeşinin şehit düştüğünden habersiz olarak 1915 eylülünde seferberlik ilan edilmesinden hemen sonra Çanakkale savaşına katılır giderken daha yeni evlendiği eşine ’’haçça anasız öksüz kalmış yavruları babasızda yetim bırakıp gidiyorum çocuklarım sana emanet’’ diyerek savaşa gider ve 4 nisan 1916 kara savaşlarında şehit olur arşiv şehit kayıtlarına Hatice eşi şehiden yazar, kayıtlara göre eşi Hatice’ye mektup yazar ancak mektubu gönderemeden yapılan bombardımanda vücudu parçalanmış ve kimlik bilgisine ait bir herhangi bir şeye rastlanılmaz yalnız yanmış elbisesinin cebinden çıkan bir kısmı yanmış bir mektuptan başka bir bilgi bulunamaz bu yanmış mektup parçası ile Hasan oğlu Musa olduğu anlaşılır.
Şiirde Yozgat Çalılı köyünden Hasan oğlu Musa’nın Eşi Haticeye baba lakabı ile Yeleğin Haçça ya yazılmış
Şu karşı tepede yalnız bir mezar
Altında yılların hatırası var
doksan yıllık çile dolu bir ömür
Altında çilekeş bir kadın yatar
Çilekeş bir ömür, yorgun bir mazi
Gündüzleri gebe soğuk geceye
Sefalet yetimler girmiş iç içe
Şu karşı tepede bir garip mezar
Belki de on dokuz yirmi yaşında
olur o yaşlarda derde aşina
Ablasının hakka yolculuğunda
Dört öksüzü bulur yanı başında.
Ablası nihayet hakka yürürken
Son defa gözünü gözüne diker
En küçük kundakta işaret eder
Çocukları ona emanet eder
Bir yanda dört öksüz bir yanda hayat
Olmuyor bir türlü vicdanda rahat
Evlenir yüklenir ağır bir yükü
Öksüzlere şefkat merhamet yüklü
Kader bu değişmez kulun çilesi
Şiddetlidir Çanakkale mahşeri
O mahşer yerine gönderir eri
Erde emaneti sırtına yükler
Bekler er gelecek diye yolunu
Geçer aylar yıllar biter umudu
Aradan çok uzun geçmiş seneler
Nihayet büyümüş dünkü öksüzler
Öksüzleri bir bir evlendirerek
Sevindirir tektek için çekerek
Tam biraz cık nefes alayım derken
Arifi yolcudur Ahrete erken.
Çile yazıldıysa doğmadan önce
Her biri sırası gelir gelince
Er acısı derken evlat acısı
Yüreğine oturur yetim sancısı
Nihayet Ariften kalır dört yetim
Felek yüklemiştir sırtına yükün
Onları büyüterek nitekim
Göçer ahirete çilekeş kadın
Şöyle ifade var mezar taşında
Yetimlere merhamet edene
Allah merhamet eder
Nur içinde yat yeleğin Haçça
5.0
100% (21)