Tanrı inancı, bambaşka bir olgudur. Var olan her şeyin bir yaradılış anı, bir yaradılış günü ve, yokluktan, yokta var ediliş kavramına inanmaktır ki, bilim, henüz bu konuyu ispat edebilmiş değil. Ama mantıken, hiç bir şey yoktan var olmaz, var olan da yok olmaz diye düşünürüz. Sonsuza kadar gitseniz de, sonsuzluğunda bir sonu olması, ve yokluk halinin başlangıçlarına,ve bir yaratıcının o yokluk halinde tek olarak var oluşuna kadar gidersiniz, o yaratıcı, Tanrı, yoktan var etmiştir var olan her şeyi ve tüm kainatı noktasına da gelebilirsiniz.

Asıl mesele, yaradanın kim veya nasıl yarattığı değil, yaratılmış olanların yaşama, kainata, tüm varlıklara, doğaya, hayvanlara ve insanlara bakış açılarında düğümlenmektedir.

Tek yaratıcının yarattığı tüm kainatın birer parçası ise insanlık ve insanlar, geçmişleri ortak değil midir? Aynı Tanrının kullarıdırlar. O halde, birlikte, çağın gerektirdiği temel insan hak ve özgürlüklerine de saygı içerisinde kardeşçe yaşamaları gerekir. Hak, hukuk, adalet kavramları titiz bir biçimde uygulanır ve hiç kimsenin, bir başkasının hakkını hukukunu çiğnemesine, haksız kazançlar sağlayarak haram yemesine ortam verilmez. Tanrı, haksız, hukuksuz, adaletsiz, ahlaksız düzenler kurulsun, uygulansın diye yaratmamıştır kainatı. Kötü uygulamaların nedenlerini Tanrıya bağlamak bence çok yanlıştır. Kötü uygulamalar, bütünüyle insanlar eliyle ortaya çıkar.
İnsanlara madem ki akıl verilmiştir, aklını doğru yönde, iyilik, güzellik, hak, hukuk, adaletten yana kullanmak da insanın kendi fıtratına ve tercihine kalmıştır.

Dünya üzerinde, aklını iyilik, güzellik, doğruluk, dürüstlük, sevgi, saygı, hak, hukuk adaletten, sevgiden yana kullanmayı başarabilmiş pek çok ülkeler ve toplumlar da vardır. Bu sayede hem ülke hem de insanları olarak, pek çok açılardan iyilik, güzellik ve refah içerisinde de yaşayabilmektedirler.

Kötü niyetli insanlar da var maalesef. Ve, inanç kavramlarını siyasi malzemeler olarak kullanarak güç sahibi olabiliyorlar. İnanç kavramlarını sözde kullanmaktan öte, uygulamada tam tersine uygulamalara imza da atabiliyorlar. Maalesef, kötü örnekler ve uygulamalar, ne kadar çok ve de yaygın karşılaşılan durumlar olsa da, doğru uygulamalar olmadıklarını idrak etmesi gereken de yine insanlardır usta. İnsanlar, aklını kullanıp, doğruyla yanlışın farkını gerçekten idrak edebilir seviyeye gelene kadar da, o akılsız başlarının cezasını çekeceklerdir mecburen. :)))

Dizelerinizde harika güzellikte ironiler yapmışsınız var olunuz. İnsanları daha çok düşünüp, aklını kullanmaya sevk eden ironiler idi. :)) Bana çok şeyleri tekrar tekrar düşünme fırsatı verdiğiniz için teşekkür ediyorum.

Son söz : Hiç ölmeyecek miş gibi, dünya için çalışabilmelidir insan. Bu amaçla da, aklını , bilincini, idrakini, bilimi, kültürü, sanatı, çağdaş insan hakları ve hukukunu, iyilikler, güzellikler ve sevgi paylaşımları amacıyla kullanabilmelidir.
Her olumsuz gelişmenin ucunu Tanrıya bağlamak sadece kolaycılık haline gelir. İnsan, dünyada yaşayabildiği tüm sorunlarını, aklını kullanarak çözebilecek yaradılış özelliklerine de sahiptir. Yeter ki, bu özelliklerini kendi ruh ve bedeninde arayıp bulabilsin.

Uzun oldu özür.

Selam, sevgi, saygı ve mutluluk dileklerimle usta.

Mert YİĞİTCAN tarafından 2/7/2021 3:08:44 PM zamanında düzenlenmiştir.