12
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
945
Okunma

"ankara’nın taşına bak
gözlerimin yaşına bak"
ankara’nın taşlarında
oyuklar yoktu
ben ağlamadan önce
sakarya caddesinde
hep de aynı yere basmış ayak izlerim var benim
sana geldiğim yolun her noktasını çiğneyemezdim ki
gelemediğimde ne yaptığımı
bir kuğulu park bilir
bir de gözyaşlarımda yüzen kuğular
ne de çok resmi kurum var bakanlıklar’da
hangisine dilekçe verirsem
sığınabilirim sana
sana sorularım var benim
ulus yine yürünebilir uzaklıkta mı kızılay’dan
sümerbank aynı yerde mi
bayan gömleği alıp giymiştim anafartalar çarşısından
erkek bayan gömleği giyer mi hiç
bir bilsen
senin yerine giydiğimi
sana sorularım var benim
hâla hacıbayram’da mı o simit satan çocuk
görünmek istememişti öğretmenine
saklanmazdı görse benim sattıklarımı
utanmazdı bilse onu bulmak için yaptıklarımı
sana sorularım var benim
demetevler, telefon kulübesi, jeton, ahize
annem gözyaşlarımı bile koymuş valize
sonu hâla or-an’mı çankaya’nın
biri yukarıda mı ayrancıların
seyranbağları duruyor mu yerinde
dikmen mi yoksa keçiören mi derinde
beşevler’e yaptılar mı altıncı evi
oldu mu bahçelievler’in bahçesiz evi
sincan’a giden tren tıka basa dolar mı
lale durağına gelince lale kokar mı
batıkent’te kiralar ucuz mu yine
balgat kavuştu mu o çok sevdiğine
caddeler emek’te hep sayı sayı
gel de benim içimde yürü kızılay’ı
gölbaş’ı çam kokusu sürünür
ümitköy’den eskişehir görünür
yeşilbaşlı ördek eymir’de yüzer
ulucanlar maziye bir sünger çeker
kocatepe ağlar hep için için
ulus’ta izi var tatlı geçmişin
kızılay yorgun sıhhiye kırgın
çinçin kimbilir nereye dargın
kızılay’a komşu, mutlu cebeci
dikimevi terzi, ostim tamirci
bağlum’da harika çiçekler açar
hasretlik çekenler mogan’da ağlar
şahittir çağlara Ankara kalesi
çıkrıkçılar yokuştur bitmez çilesi
dağların ağaçsız hep taş ya senin
bağların bağbansız hep boş ya senin
çağların imkansız hep düş ya senin
anlarsın halimden hep kış ya tenin
anlarsın halimden hep yaş ya gözlerin
dışkapı’dan çıkanı bekler misin ankara
gözlerimin yaşını siler misin ankara
yarım kalmış tebeşirlerim
sınıfta çözemediğim soru
elimi cebime atınca olmayan para
gitmeyim diye Kadir’in vermediği bilet
karlı o akşam
inat edip uzaktaki öğrencilere
yürüyerek soru çözmeye gidişim
soğuk kışlarının buzlu sularında yıkanışım
uyuz ile katran karasına dönüp zift zift kokuşum
takside kalan gümüş düğmeli ceketim
simit satan en özel öğrencim
gelsem yaşar mıyım yeniden sizi
biliyor musun
her sabah uyandırdın beni dalga sesiyle
hiç hissettirmedin
denizin yokluğunu
denizin nerede senin
söyler misin ankara
5.0
100% (14)