15
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1727
Okunma

Allah (c.c.) Süleyman Aleyhisselam’a dünya saltanatı vermişti. Bütün dünyaya hükmediyordu. Bu arada bütün hayvanlar, -böcekler, kuşlar- hatta rüzgâr da emrindeydi. Bir gün saltanat çadırını kurmuştu. Bütün kuşlar gelmişler, hünerlerini söylüyorlardı. Sıra Hüdhüd (İbibik) kuşuna gelmişti. O da:
- Ey Allah’ın Peygamberi, benim hünerim de şudur. Yukardan baktığım zaman toprak altındaki suyu görürüm. Suyun ne kadar derinlikte olduğunu, rengini, toprak veya kaya arasından çıktığını anlarım, dedi. Ve ilave etti:
- Bir sefere çıkarken beni beraberinde götürürsen, benim bu konuda sana faydam olur, dedi.
Süleyman Aleyhisselam da onun bu teklifini kabul etti.
Bu sözleri duyan karga itiraz ederek dedi ki:
- Bu yalan söylüyor. Eğer o kadar hüneri varsa yerdeki tuzağı görsün. Bu, yerdeki tuzağı görmüyor, toprak altındaki suyu gördüğünü söylüyor.
Süleyman Aleyhisselam Hüdhüd’e dönerek:
- Buna ne diyorsun? dedi. Hüdhüd cevaben dedi ki:
- Ey hükümdarımız ve ey Allah’ın Peygamberi! Ben yalan söylemiyorum. Karganın söylediklerine inanmayın. Suyu görüp anladığım doğrudur. Yer üstündeki tuzakları göremeyişime gelince, o başka. Eğer kaza ve kaderimde tuzağa yakalanmak varsa o muhakkak olur. Yer üstündeki tuzağı da görürüm ama, kaderimde olanı göremem. O zaman gözüm görmez olur.
Hüdhüdün dediği doğruydu. Nitekim şöyle denilmiştir:
"Ecel geldiği zaman göz görmez olur."
Hüd hüdü belkısa salsam, dil etsem.
Nigâra gönlümü dersem, gül etsem.
Sevdâya sevgimi, sersem yol etsem.
Gül-nihâli bâzergâna sorayım.!
Allı turnam, sana yollar göründü.
Gittiğin ellerden, gelmen bilindi.
Gözyaşımdan, sana göller bulundu.
Sen gelmedin, gölde mahzun kalayım.!
Çeşm-i siyâh heder oldu, gelmedin. !
Şive-kârın özler oldu, bilmedin.!
Kâlbimde okun var, çekip almadın.!
Çöllerinde seni, nasıl bulayım.!
Coşkun çaylar gibi, çağlamaktadır.
Sinem de tennûrun, kaynamaktadır.
Gönlümdeki nârın, dağlamaktadır.
Çeşm-i gazâl, şûle ister dolayım.!
Ceyranın amanı, sayyâda varmaz.
Bilir ki avıdır gözünde, sormaz.
Yavrusu öksüzdür, götürür durmaz.
Mazlûmun ahıdır, sende bileyim.!
Huma kuşu nerededir, bilmezsin.!
Âhde-vefâ edip, neden gülmezsin.!
Kâlbimi sunarım, hiç mi almazsın.!
Sineye sel ol da, birgün alayım.!
...................Eskişehir-2008