1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
532
Okunma

Kaşarlanmış ninnilerini başıma vurmaktadır gece.
Bırakıp giden umutlardan eser yok penceremde.
Uykularımda sırra kadem senfonisi,
Kabusların; kallavi kahve ikramı acı şekerli.
Kör kütük sarhoş Anılarımdan, fayda yok.
Sarardı, siyah-beyaz fotoğraflarım hepsi flu.
Eğeri çok şık, dört nala çekip giden zaman atının.
Üzerindeki binici ise aşina Yalnızlık.
Terkisinde, Küheylan Gençliğimi de götürüyor çok yazık.
Yüzümü ıslatmıyor su duaları.
Harı-harıl aramaktayım Kocakarı ilaçlarını.
Boynu altında kalacası vefasızlığın yüzündendir,
Akrep-yelkovanlar, saatlerde donup kaldı.
Bıkıp usandım, bu dümeni kırık yaşam kaptanlığından.
Kapı aralığından pür-dikkat heyikliyor, çaresizlik.
Beni haraca bağladı ya, bu zevki ondan.
Dışarıda ayrılığın buz kesen fırtına rapsodisi.
İçeride;
Üstünde isli çaydanlıkla
Sönmeye yüz tutmuş eski odun sobanın can çekişmesi.
Artık ne gelen var bu derbederlik durağında, ne de beklenen.
Sıyrılamadı bir türlü günışığı, karamsarlığın elinden.
(26 Kasım 2011- 10.Şiir Kitabımdan)
5.0
100% (1)