14
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
554
Okunma

Çığırtkanlığıyla meşhur, kocamış, iki büklüm dünya
Her tabiattan varlığı toplar, her birine hitap eder
İnsan, hayatla ölüm arasında merkezinde güya
Ölüler dirilerden, dirilerse ömürlerinden yer
Yetinmezler, bir de kalan umutlarını tüketirler
Halbuki onca umut, deniz feneriydi yanıp sönen
Yandığında ışığımız olan, kılavuzumuz olan
Söndüğünde kılavuzu yolu unutturan, ürküten
Engin okyanuslardan bodoslama karaya vurduran
An olur kaçamazsın, karaya sen de, sen de vurursun
Hayatın içinde yaşayamaz olursun, yaşatmazlar
Yaşamaktan duyulan güzelliği göremez olursun
Tercih etmek zorunda kaldığında, sana bırakmazlar
Camları çatlak, havası yavlak odalara konursun
Hakikat gözüne kalın perde çekilir, anlamazsın
İnsanlık gönül köşende ateş, verdikçe kavrulursun
Su döksen, lık’ır lık’ır içilir, gönlünü bulandırırsın
Ya seni de, seni de benzetirlerse kendilerine
Yana yana ateşten hal alır da ocaklara yakarsan
Ya perde olup da hakikati örtersen birilerine
Ya odalarda odunsu odunsu, tozlu tozlu kokarsan...
Umut! Evet, umudunu yitirme, vazgeçme, vazgeçme!
Yaşa, vuracağın karalara karşı çık bu odadan!
Aç kapıları! Hürriyete, hakikate koş, vazgeçme
Sığlıklardan enginliğe fersah fersah yol al, durmadan
Hayra yoğrulan, üzerine titrenilen ey abdullah!
Tercih et iyiyi, kötüyü, doğruluğu, yanlışlığı
Unutma! Bu tercih, kaderini değiştirecek, eyvallah
Denizfenerini küçümseme, sen de tut bir ışığı
Karanlık geçicidir, yalnızlık dilediğin miktarda var
İste! Bir şansın daha olmayabilir ve şimdi iste!
Yarının olacağını bilemezsin, bizde fanilik var
Dua et, dua senin hazinen belki de tek hazinen...
Mesut Tütüncüler
5.0
100% (18)