0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
393
Okunma
Uçsuz bucaksız bir şehrin ücra bir köşesinde
Küçük, yıkık dökük, mavi boyalı bir meyhane.
Karanlığın ortasında tek başına duruyor,
Görüntüsüyle gecenin gizemini bozuyor.
Karanlık bir gecede parlayan bir çift göz gibi
Fark ediliyor, çok uzak bir mesafeden dahi
Yaklaştıkça yanına daha da artıyor sesler;
Belli ki hallerinden memnun içeridekiler.
İçeriye girince gıcırdayan kapısından,
Kesik bir içki kokusu alır aklını başından.
Elbet gelir masana bir mey sen istemesen de
Zaten içmeyen insanın ne işi var bu yerde
Kimi mutlu olduğu için içer, kimi üzgün,
Vakit geçtikçe ayık bir insan bulmak ne mümkün!
Kiminin derdi dağlar kadar, kiminin neşesi
Herkesin vardır elbet içmeye bir bahanesi
Kimisi mecburdur içmeye, içmeden duramaz,
Kimi de arada bir uğrar, kimseye çaktırmaz.
Kimse düşünmez vereceği hesabı içerken,
Daha yeni başladık derler, henüz çok erken.
Ama her dükkanın bir kapanma saati vardır
Ve zamanı geldiğinde bu dükkan da kapanır.
Müzik biter, ters kapanır sandalyeler masaya
Çıkamazsın, hesabını ödemeden kasaya.
MURAT AKTAŞ
5.0
100% (1)