7
Yorum
25
Beğeni
0,0
Puan
919
Okunma
Kaçırdığım aklımı kovalıyorum
Bejndâr gölgenin
Usumun taş duvarlarına uzunca düştüğü vakitlerde
Dilimin kemiğini kıran kelimelerle dövüyorum
Sesimin kulağına küpe ettiğim
Cüzzam şarkıları
Nota nota
Öznesini yüklenemeyen d’evrik bir cümle gibi
Eğri büğrü saklanıyorum
Dudağının sol bitiş noktasına
Ah yüreğim
Ne çok yordun beni
Rızlaya sarılmış
Kaçak tütün sarıyordur bu demlerde nefesin
Yakamozları kruvaze yakasına iğnelemiş yaşlı bir İmbat
Nasırlı elleriyle ayıklıyordur saçlarından
Çaylak Fırtınası Martlar’ı
Filizkıran Mayıslar’ı
Kızıl Erik Haziranlar’ı
Metrûk bir virâne şimdilerde
Med cezirli zemherilerde
İlikleyip tenimizi kemiklerimize
Sığındığımız kârgir Yalıyar
Cesedini sırtlamış
Katiline meftûn
Katiline râm bir maktûlun ayaklarına bulaşan mezar kokusu artık
Ökseye bulanmış
12 mazgallı göğüs kafesinde yemlediğin
O uçarı
O bızdık helecân
Ah Mihr-i Canım
Ah Mehir-i Anım
Ne çok yorulmuşum