9
Yorum
30
Beğeni
0,0
Puan
1170
Okunma

Yoksa dicle,
Bayramlıklarını mı giyinmiş bugün
Yahut çeyiz sandığından
Çıkartmış kanaviçelerini
Sererek,
Asyadan dört nala at süren sandukaların üstüne
Mezopotamya kokan çocukların,
Kınalı saçlarına nazire yapar gibi
Akıyor,
Dudakları çatlamış bir fıratın,
Suyu tükenmiş haki matarasına
Bizim fırat,
Kavgaya girercesine bir zeybek havasında
’ z o b a l a r ı n d a g u r u d a m e ş e
y a n ı y o r e f e m ’
Ve boncuklu gelin ortalıkta dönüyor
Egenin dağlarında tütün sarıyor efeler
Kemençe sesinde gözleri çakmak çakmak,
Giresun uşakları
Kağnı gıcırtısına gülümseyen,
Bebelerin süt hakkını dağıtırcasına
Gök gözlü sarı uygurların kulağında hep aynı fısıltı
- a n a d o l u
Yoksa dicle,
Sarmalamış gibi balasını sırtına
Göğsünü parçalayan her kahpe bıçak darbesine,
Mavzerleşerek mi bakıyor bugün
Cerablusta çekik gözlü semazenler
Ve semah dönen ak sakallı bin yıllık güvercinler
Ağlaşarak anlaşmakta,
- f ı r a t ’ı n k ı l ı ç h a k k ı
Bugün, bir ana tandıra hamur sürüyor
Ekmek buğusunda peygamber kokusu
Ve hâlâ boncukluda gelin ortalıkta dönüyor
Bir dede dikmiş gözlerini göğe,
Ağarmış sakalından öksürüyor
Türkmen dağında harman zamanından kalma bozlaklar
Halepin dili çözülüyor,
Musulun kulağında beklenen muştu
- v e f a l ı T ü r k g e l d i y i n e
Kerküğün zindanından salınıyor,
En asi türküler
Bir dede yeniden ağarmış sakalından öksürüyor
Uzak asyanın çekik gözlerinde,
Sevinç gözyaşları
Sanırsın ki, dolunayda kurtlar yürüyor
ÖMER TÖME ( uytun )