1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
674
Okunma

sararmıs ağaçlardan dökülen
veda yaprakları
Çöker kimsesiz
zirvelerin yoksul patikalarına
Pepuk çığlıkları
kış kokulu yağmur bulutları
dökülür vakitsiz her gece
zift karası pusulara
göğsümüzü delen son kurşun
onanmaz bir yara kesiği
kanar durur.
Tanımlanmış acıların
cümleleriyiz
berrak munzur`ların
ay ışığı içtiği yerde
üşür göğsümüzün çaprazında
Ekim çiçekleri,
bağıra çağıra akar derinlere
Ağlamaklı kanlı bir dağ türküsü ile
uçurum kıyılarında
bağdaş kuran her efkara.
Perdeler hep uykusuz
Kalabalıklar yalnız
yalancı sözler kovalıyor birbirini
dökülüyor mavisi gökyüzünün
ağlıyor rüzgar
içten içe sürgün kentlerde.
susuyoruz
soğuk bir bilinmezlik peşinde
ağız dolusu isyan
Boşver
Hadi!
Topla düşlerini
Ört tüm acıların üstünü
dağ yeli gözlerinden
kekik kokusu saçlarından öpüyorum
Topla güneşi gidelim ..
5.0
100% (3)