25
Yorum
47
Beğeni
5,0
Puan
2367
Okunma

Muzaffer Altuncunun “ESKİ GÜNLER” Şiirinden esinlenilerek yazıldı.
eski püsküdür deriz bir de aman çekeriz
dön de şöyle bir bak aynaya
biz sanki anadan doğduğumuz gibi miyiz
eskimiş deyip de hemen burun kıvırma sakın
anan ile baban da eski değil mi
ya dedelerin ile ninelerin
ya asırlar önce
koyup da gitmiş olan geçmişte ki ataların
onlarda mı ebediyetten kalktılar ortadan
o kıt ve uyuşuk aklınla sen yine de öyle san
hiçbir şey de ortadan kaybolup da gitmez
ebedi bir kök köçek ve de bir izi illa vardır
mutlaka vardır her bir bakır kabın da
kalaycı da bin bir hatırası
o eski denen zor günlerde de
sen bilebilir misin ki
nice nice çekilen çokça acı ve çileler vardır
eskiden askeriyede kadana beygirleri de vardı
koskoca topları sırtlıyorlardı
bilemezsin sen tabi hep hazıra konmaktan
ne o katırlar kaldı ne de o eski katırcılar
sadece izleri ve ortaya çıkan eserleri kaldı
takip edersen o izleri geçmişe yönlü
elbette çıkacaktırlar onlar bir bir karşına
tüm görkemiyle hanlar hamamlar da vardı
o hancılara ve o tellaklara sor sen onları
sırf sen rahat edesin diye kim bilir
ne denli zor ve kasvetli hatıraları vardı
nasıl size anlata bilirim ki
ekmek elden su gölden zihniyeti taşıdıkça
sırf sizin mi canınız çok tatlı
bir korona virüs çıktı diye nasıl da korkarsınız
Çanakkale’de Trablusgarp’ta vs.
veya şu toprağımızın altın da şöyle bir eğil de bak
aç biilaç vaziyette nice nice koç yiğitler
kimi on dört kimi on beş yaşlarında
bu vatan için
kör kurşunların üstüne gidip de şehit oldular
bu vatanın içinde sırf sen rahat edesin diye
toprak sık örülü sepetlerle taşınırdı
şimdi hani o sepetçiler nerede
toplu iğne bile ithal edilirdi
sıcak ve soğuk demirler çarpışır
ateşler fışkırtırlardı hani o örsler nerede
katar katar aşılırdı o patika yayla yolları
imece usulü çalışılırdı o bereketli tarlalarda
o köyler ve o köylüler de hani nerede
ocağa asılırdı kazan kremulla ile
bakır kafegalarla su içilir
sularsa teneke ve güğümlerle taşınırdı
onlar kaldıkça unutturmazlar o eski günleri.
ya o deri yayıklarda üretilen tere yağları
yayık ayranına da ne oldu
bir vita yağına kurban ettiler onları
hani nerede o kuş lastiği ziğoyirler
her düğünde de mutlaka seyirlik bir oyun vardı
ya o büyüklerin üstünde abdest aldığı
ve ellerini yıkamış olduğu leğenler
nerede o atamıza su döktüğümüz ibrikler
idare lambaları gaz lambaları ve kandiller
her halde özlenir o görkemli fenerler
yine de bulunuyor orak ile kerendiler
katırlara yüklenen şelek yükü de ortadan kalktı
peki geriye ne kaldı
teknolojik çağ denilen bir edepsizlik girdabı
ve hazıra konmuş olan sömürücü bir gençlik
emperyalistlere karşıyız derler de
onlara miras bırakılan bu mukaddes vatanda
bir de hiç mi hiç de utanmadan
geçmişi inkar edip de A.B.D gibi
atalarının parası ile hiç çaba göstermeden
tuzu kuru bir vaziyette ve de bol keseden
demokrasiyi mazlumları hak ve hukuku savunurlar…
bizdeki zavallı aslını astarını kaybetmişler…
AZAP...(Kadri Atmaca) 13.09.2020
5.0
100% (36)