5
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
955
Okunma
Hayat
Habersizce atılan bir şaplak ile başlayan
Sanki zorluğunu bilircesine canhıraş ilk çığlık ilk nefeste
Gülümseyen yüzlerin umarsız bakışları arasında bir ağlayış
Kan revan içindeki halinle sıcak ana kucağı
Ve al kanların arasında alnına kondurulan sevgi dolu busesi
Tebrikler, alkışlar, sevinçler, dualar
Kulaklarında bir nağme derinden, bir sağına bir de soluna
Kazandırılan ilk kimlik bir mübarek ağızdan.
Ömrün en güzel yılları geçer önce, farkında olmadan
Yarış pistinde geçen diğer yıllar
Talimler, terbiyeler, işler, güçler, eşler, aşlar
Hastalıklar, savaşlar, salgınlar, kazançlar, kayıplar.
Kalemler oynatılır ömür boyu iki omuzda
Kimi zaman soldaki sevinir kimi zaman ise sağdaki
Ve nihayet bir sandığın karanlık yüzünde beyazlar içinde uzanış
Yine çevrede insanlar toplanmış bu kez uğurlamak için
Hayata yüklediğin anlam ve değer hakkında bir sesleniş
Bazısı içten, bazısı mecburen
Kimisi şuurla, kimisi şuursuzca :
"İyi biliriz!"
Peki Yaratan katında...
Nedir anlamı ve değeri iki kulağa okunanlar arasında yaşananların?
Ana yüreğinden ulaşan sıcak dokunuşlar
Ait olmak bir yuvaya, bir odaya, bir güruha
Anlam verdiğin, değer bulduğun kıymetler, zenginlikler
Bazen bir azar, bazen tebrikler, çoklukla akıl vermeler
Bir deniz kenarında seyir mesela denizin hırçın yelelerini
Vapurun siren sesi, yolcuların yetişme telaşı
Kimine sıcak kimine ayakları geri giden bir yuva
Yüreklere dokunuş kimi ağlatan kimi umutlandıran
İhtiyacı olan satıcının ihtiyacın olmadan gönlünü almak
Halden anlamak, yürek dinlemek kısa sohbetlerde
Borçlusu rahatsız olmasın diye yol değiştirmek
Elindeki çöpü yerini bulana kadar taşımak
Adalet için doğruda kalmak, olsa da zararına
Kokusu giden yemeğin komşuya düşen hakkı
Hizmetlisine yediğinden yedirmek, giydiğinden giydirmek
Bazen yüreğin erimesi bir hitapta
Bazen damarların çekilmesi başkasında
Yürürken karıncayı ezmekten ürken bir hassasiyet
Çöpünü yirmi metreden bahçeye atan bir zihniyet
Kimine siyaset, kimine kültür, kimine maneviyat
Geçerken bir tünelden düşünceni bölen sokak çalgıcısının tatlı nağmeleri
Yaşanan felaketlere hissedilen üzüntüler
Görünce yüreğini gülümseten güzel dostluklar
"Müsait misiniz" diyerek konuşmaya giren hassas yürekler
Ait olduğun memlekette adını kötüye çıkaranlar
Gözünün önünde eriyen ilk busenin sahibi
İlk gününün merasiminden geriye kalanların yüzleri
Derdini anlatan yürek insanları ve kelimelerinin sinede sızısı
Çöpten açlıkla savaşını kazanmaya çalışan garibin hissedilen acısı
Ve yanından tam teçhizatla geçen otomobilin umarsızlığı
Halden anlamalar ve hale kayıtsız kalanlar
Değişen şartlara göre renk veren bukelamunlar
Baskılara rağmen Rahman’ın nizamına saygı içinde olanlar
Bir sofrada huzurla yenen tek çeşit yemekler
Dostlarla buluşmanın eşsiz heyecanı bazen
Uzun aradan sonra buluşmada "Nerde kalmıştık?" diyen gönül insanları
Anlaşılmaz hırslar, tamahlar
Anlayışsız kalan en yakının, bazen de yüreğine dokunan en uzak insan
Açık edilemeyen yürek kıpırtıları, içte yaşanan sevdalar
Derinlerden gelip hoş kılan "Sırdaşım" nidası
Bekleyişi bir mahkumun görüş gününü, saatini
Soğuk havayı hissettirmeyen iç yangınları
İlerleyen yaşlarda minik yavruların peşinde koşuşturma
Sevdiğine fedakarlık, sıkıntılara sabır, hüzünlere metanet
En güzeli ise yürekten yüreğe uzanan halden anlayış.
Ve sonunda açılan bir kucak "İyi biliriz!"i tartan
Bir soru takılır zihinlere işte tam da o an
"Bu kucağın sonu nereye varır ey melek?
Kahroluşa mı yoksa esenliğe mi?"