1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1487
Okunma
Çınar ağacının dibindeki kahve ,
Gemlikteki yaşamdan bir sahne .
Ocak ayının bir pazar günüydü ,
Güneşin ışıklarının sonuydu .
Civar esnafın lakırtısı ,
Parlatan boyacının takırtısı ,
Çok bilenlerin şamatası ,
Milletin ağzındaki laf salatası .
Kaşıda bir adam sigara yakarken ,
Yanındaki ağzına bakıyor .
Yapılan muhabbetten zaman akarken ,
Loto, toto, at yarışı yatıyor .
Alışverişten gelenler çaylarını yudumlarken ,
Boyacı çocukların ısrarı artıyor .
İsmi belli olmayan kahvenin bahçesinde ,
Havuzun kenarında biri şiir yazıyor .
Çevreyi gözlerken yazıyorum .
Dükkanların tabelaları takılıyor gözüme .
Dikkate değer birşey yok .
İlginç birşeyler yakalamaya çalışıyorum .
Sonra birçay daha istiyorum .
Çayın tadı güzel .
Yudumlarken çayımı ,
Yazmaya devam ediyorum .
Burası gemlik
Gemlik ama , deniz buradan görünmüyor .
Sonra tepemdeki çınara bakıyorum ,
Neruda nın arkadaşından bir mısra bekliyorum .
Nazım olsaydı nasıl yazardı acaba ?
Benim göremediğim neler vardı ?
Belki görüpte ifade edemediklerim .
Bu ağacın dallarına takıldım , olgunlaşmak için
Çınar ağacından düşen son yapraklar ,
Yere düşünce çürümeye dalar .
Geçen zaman mekanı kollar ,
Sonra çınar konuşmaya dalar .
Bunca yıllık çınar ağacıyım .
Ben bu insanlardan davacıyım .
Sigarasını içen sağa sola atıyor .
Dumanıyla ciğerlerimi kirletiyor .
Burada şiir biterken ,
Kahveden uzaklaşıp giderken ,
Yeni şiirlere yolculuk umuduyla ,
Yeniden yollara koyula .
Daha önce başka bir yerde yayınlanmış bu şiirimi bazı düzenlemeler yapıp sizlerle paylaşmak istedim .