4
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
681
Okunma

Tabiat kendi dengesini muhafaza etmekte pek mahir.
Kötüyü de biliyor, kötülüğü de.
Zaman zaman akil, cahil, alim, zalim, mağdur yada mağrur demeden
Kula bir ayar vermekten de geri kalmıyor.
Kendine gel diyor...
Misafirsin bulunduğun yerde,
Sınırı aşma...
Aksi halde...
Nefesin kadar yakınım,
En az senin kadar da zalim....
Deseler ki alimsin, nice alimden önce
Dünyadaki her müşkül, hale yeter kudretin
Başın göklere değse, yeterli midir sence
Hükmün nereden başlar, nerde biter kudretin
Hayal o ki ağaçlar, secde eder önünde
Suları hep tersine, akıtırsın hız ile
Güneşi doğdurursun, zemherinin gününde
Karanlığı bitirip, iki hece söz ile
Sanırsın ki hiddetle, haykırınca toprağa
Dağlar aman dilerler, semah dönerken kuşlar
Değince can verirsin, daldan düşen yaprağa
Yazın kar yağdırırken, güller açmaya başlar
Bildiğin böyle ise yanlış hem de yalandır
Her kim ilahsın derse densizlere inanma
Hak nazarında makbul adil insan olandır
Aynada kendine bak olmayan güce kanma
Haddini bil şaşırma güçlüyüm ben diyerek
Öyle musibetler var, bakmaz ne çok irisin
Bir nefes tutumunda yerle yeksan ederek
Gözüne bakıp der ki çok zavallı birisin
Üstüne basılsa da fark edilmeyen cüsse
Alaşağı ediyor, garip, varsılı, şahı
Vakit çok geç olmadan halden çıkarıp hisse
İnsan ol insanlıktan alma bu kadar ahı
Duvarların dibinde gölgenin karasında
Gizlenmek var gözünle görmediğin illetten
Ömrünü tüketirken çarenin sırasında
Acıyla sızlanmak var düştüğün bu zilletten
Külli iradeye baş eğmeyi hiç unutma
Tozdan bir zerre kadar olamazsın önünde
Sakın ola O’nunla kendini eşit tutma
O soracak sen hesap vereceksin gününde
Aydınlan gayret ile kandil ol acizlere
Ancak bu kurtaracak seni ve efradını
Aksi hal amelinle düştüğünde közlere
Yalvarsan duymayacak hiç kimse feryadını
21.04.2020