8
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
1045
Okunma

Hayalimle düşüm bir birine eş
Hakikat yolcusu geni bilirim
Mefkûrem aklıma oldu tebelleş
Gayretim her daim yeni bilirim.
Ana rahmi bana bir vesileydi
Var oluşum arza bir risaleydi
Mahlûkatın tümü bir hediyeydi
Yaratıp donatan fenni bilirim.
Bilirim dünyaya gelişim neden
Hizmete âmâde muazzam beden
Farkına varmadan kaybolup giden
Gafletin mağduru canı bilirim.
Dünyaya tek geldim, yalın giderim
Bilirim âlemde nedir ederim
Maksada mugayir haller kederim
Pişmanlık hisseden yanı bilirim.
Tövbeye gelince ferahlık basan
Yürekte serinlik, zihinde âsân
Amelde hayr için dizgini kasan
Kulluğu emreden dini bilirim.
Şecaati besler kanı solunda
Yirmi dört boyumun her bir kolunda
Daima insana hizmet yolunda
Yorulan bendeki beni bilirim.
Yoluma taş koyup engel çıkaran
Elime düşünce yanıp yakaran
Selâmet bulunca derdi çokaran
Kâfirin içinde kini bilirim.
Türk’üm ben bilinsin değişmez aslım
Yafes’le açıldı tarihte faslım
İnsanlığı bilen insandır yaslım
Yolların sonunda sini bilirim.
Bir ara kayboldum dağlar içinde
Kökümü gizledim Çin’de Maçin’de
Soyuma vurulan sağlam perçinde
Ergenekon açtı sini bilirim.
Demirden dağları eritip deldim
Haykırdım dünyaya: “Ben yine geldim!”
Hasmımın şaşıran yüzüne güldüm
Çağlara mukavim yini bilirim.
Çevirdim yönümü gün batısına
Düştüm düşmanımın her ân tasına
Katlandım dostumun çok hatasına
Vefa urbasında yeni bilirim.
Doğudan batıya sürdüm atımı
Zorladım gülmeyen kara bahtımı
Emanet mülkümde âdil tahtımı
Kurmaya koştuğum tanı bilirim.
Bir hakanım vardı yaman mı yaman
Atilla denince dururdu zaman
Vermezdi rakibe bir ânlık aman
“Tanrının Kırbacı” Hân’ı bilirim.
Hazar’dan güneye indim bir ara
Büyüklük payına biçildi dara
Sultan Alparslan’a gelince sıra
Daima yükselen şanı bilirim.
Toprağı kanımla vatan eyledim
Yiğitlik türküsü çalıp söyledim
Cennet köşklerinden yerim peyledim
Şehadete varan sonu bilirim.
Asya’dan yürüdüm, yolum Avrupa
Dayandım kapıya gülmedi haspa
Tam altı asrımı verdim serapa
Luis’i, Martin’i, Con’u bilirim.
Birleşip geldiler hem de kaç defa
Ervahını toptan dizdim tek safa
Haçlının forsunu kaldırıp rafa
Koyduğum tarihî günü bilirim.
Gün oldu yanıldım düştüm tezata
Kendi tezgâhımda çıktım mezata
Hicaz yollarında Şah denen zata
Ders için dökülen kanı bilirim.
Çölleri aşarak gidilen yolu
Benimle kat edip dönen her kulu
Hicaz’dan emanet Hırka’yla dolu
Bohçayı taşıyan Can’ı bilirim.
Saltanat denilen cafcaflı kürkü
Taşıdım omzumda tatmadım ürkü
Seyretti tüm cihan, tanıdı Türk’ü
Nizam, intizamı, yönü bilirim.
Gün oldu aşıma zehir karıldı
Gün oldu azamet çarkı kırıldı
Yoruldu bedenim, zihnim yoruldu
Benim için çalan çanı bilirim.
Soframda beslenip kıllandılar ya
Mirasımdan bölüp pullandılar ya
Hasta adam deyip çullandılar ya
Îman yumruğuyla dönü bilirim.
Tarihte bitmedi hiç imtihanım
Ne imtihan bitti ne de mihmanım
Eksilmedi asla kalpten imanım
Ardıma baktıkça önü bilirim.
Sınandı milletim, sınandı ferdim
Her türlü sınava göğsümü gerdim
Günden güne arttı, bitmedi derdim
Sabırla tüllenen dünü bilirim.
Muhacir başladı sürüyor hayat
Kader kazasını buluyor heyhat
Ömrü bazen düze, bazen de kat kat
Yokuşa haydayan “Kün!”ü bilirim.
-muhacir bozkurt-
Mustafa KÜTÜKCÜ
21.04.2020 – DENİZLİ.
5.0
100% (10)