1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
536
Okunma
Her akşamüstünde düşer aklıma,
Kapkara bir çocuk silueti belirir önce
Gözlerimin önünde...
Dağınık saçları, şerha şerha olmuş elleri,
Aylardır su değmemiş bedeni,
O yalvaran bakışları
Oturur yüreğimin tam ortasına.
Sonra; bir sessizlik çöker, ürperirim ben.
Barut kokusu tırmanır, burnumun direklerine...
Birden, hıçkırıklar dolar gecelerimin boşluklarına.
Bir çocuk sesi duyulur yanı başımda;
“Ana!” der “baba!” der, yutkunurum ben.
Dondurma külahları dizilir karşımda raflara saf saf,
Çocuk gözyaşları dolar içine
Berrak mı berrak, külâh külâh...
Kapıma vurur ecel terleri,
En etkili silahlardan bir silah;
Tak tak... Tak tak...
Aniden, bir köpek uluması yükselir göklere;
Acımasız, insanlık duyarsızlığına inat,
Yalvarırcasına...
Medet! Medet! Medet!
Dünyadaki bütün atlar tepişir yukarılarda;
Kaygısız, duygusuz, koltuk ve çıkar sevdasına...
Nal sesleri altında ezilir çimenler.
Barut kokusu, çimen kokusuna karışır.
İçeride; saçının teline kıyamadıkları çocukları,
Dışarıda; dudakları titreyen savaşın çocukları...
Sonra birden sallanır arz,
Dağlar yürür çukurlara,
Ateş sarar bacayı...
Bastırır bomba seslerini
Çekirge sürülerinin kanat çırpışları.
Kanat uçlarında mikroplar,
Varil bombaları gibi tarar
En korkağından en kudretlisine kadar herkesi, her yeri...
Hıçkıran çocukların öcünü alırcasına...
Nuh’un Gemisi kıvamında yalvarışlar yükselir göğe;
Medet! Medet! Medet!
14 Mart 2020/Konya
5.0
100% (1)