19
Yorum
53
Beğeni
5,0
Puan
1744
Okunma

/
Bu hikâye kelebek ömrü ustam!
Güneşin balçığı kurur
Zamansız bir acı vurur
Kelebek çırpınır durur
Plasebo etkisi savurur
Us ruletini kendin kur
Denizden çıkarak kara taşlanmaz
Kumardan bıkarak zara başlanmaz
Mermiden kızarak yara haşlanmaz
Namludan bakarak tara Karadenizi...
Yıldızlar gecelere asılır asuman
Koynuma dolaydı
Mavi olaydı
Kaybolmazdı
Gün yüzü gül yüzü olur bir zaman
//
Bu türkünün ozanları ölü ustam!
Şiir demleyemem
Dumanı nem
Kül içinde
İçimi gam
Anka değilim ki kanatlansam
Ra ya da, tapınarak yaratsam
İçim soğuk ve gri şehirler ürküntüsü
Ve acemi yüreğimde karacanın türküsü...
Bu yüreği
Yoksul
Onurlu
Katıksız bir sevgi büyütür ustam;
Çay bahçeleri yorgunu annemin elleri
Patika yoldan geçerken dikenli telleri
Hiç güdümlü terlik atmadı telaşından
Hasretin zor çocukluğum sevgi selleri
///
Bu yazgımızı Tanrı bilir ustam!
Lila gömleğim yırtıldı çoktan
Yar elinden damatlığımda
Sen şimdi saçımın akında
Yüzümün çizgilerindesin..
Rüzgâr getirsin nefesimi sana
Görmeden sev
Duymadan sev
Bilmeden sevmek
Tanrıyı sevmek gibi olsa gerek
Oysa;
Tanrı yalnızlığı seven tek yürek
Yalın
Ve yalansız sevmek gerek ustam
Kerem misali yanmak gerek ustam
Bu nar-ı ateşi aşkın aslı gerek ustam
_______________________________ Aslı gerek...
5.0
100% (31)