Yıl 1995, Kaçtı dayısı olan öğretmenler Lice’den… Tayin istedim Mersin’e, Çıkmadı ne yapayım. Bir “DAYI” da bulamadım kendime, Kalakaldım çaresiz…
Halk Eğitim Müdürlüğü, Güvenildi verildi bana, Çalıştım çabaladım durmadan… Namuslu insanlar takdir ettiler beni, Sevindim çocuklar gibi… Daha bir zevkle sarıldım işime, Vicdanen rahattım artık, Huzur dolmuştu gönlüme…
Düşünüyorum şeytanların dediğini: “Namuslu olmak senin neyine, Çal - çırp bak keyfine… Bu ülkeyi hey, Sen mi kurtaracaksın?”
Pişman değilim! Koltuğumu düşünmedim… İtiraf ediyorum, Ben yanlış yaptım galiba KAYMAKAM BEY…
Kapındaki “koruman,” Haklı ve kahraman… İhale için isim verdiği zaman, Direnmiştim: Hak, adalet, onurum, Tehdit etmişti: Seni koltuktan kovdururum…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Koltuklar gelip geçici abi, koltuk olsa da olur olma sa da.Şeref,erdem, onur, haysiyet bunlar değişmemeli diğer olgularla.
Şerefsiz olarak anılmaktansa Şerefim ile ölmeyi yeğlerim.Yanlış yapmak değil de bu ülkeyi çalıp çırpıp batırmaya uğraşanların yanında Şerefli bir duruş sergilediniz diyelim.
Namuslu insanların takdiri daha önemli.Varsın arkadan birileri sende ye sende çal- çırp desin.Vicdanen rahatsalar bizim onlara hiçbir sözümüz olamaz.
Güzel bir iç döküm şiiriydi.
Ve resim bana ilk okul öğrencilik yıllarını hatırlattı.Böyle bir fotoğrafım var benim babam annem ve sınıf arkadaşlarımla. Hey gidi kara önlük , beyaz yakalık.Anneciğim eliyle örmüştü bana bir tane.Hatıra, hala saklıyorum.Ama kara önlüğümün ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok.Annemi arayıp soracağım şimdi, büyük bir ihtimalle ya birine verilmiştir ya atılmıştır ya, aklıma geldi işte.Babamın kravatları kravat iğnelerini de saklıyoruz.Yaşarken çok değerliydi onların her biri.Emekli olunca takım elbiseyi bıraktı ya gerçi, kravat ve iğnelerini hele hele kol düğmelerini çok severdi. Kitaplarını, çiçeklerini ve hayvanları da severdi.Bu üçünü sevmeyen dünyadaki hiçbir şeyi sevmez derdi. Kitapları ve çiçekleri hep annemle tartışma konularıydı.Ah annem maaşının yarısını yine gittin bu kitaplara mı bağladın diye hep söylenirdi.Hala da arkasından söyleniyor ya, kitaplarını ben aldım evime.Şimdi aynı dert bizde.Eşim arada takılıyor bana " Oku oku, profesör olacaksın sanki '' diye :))
Ne bileyim, okumak güzel.
Bir şiir hatırıma neler neler getirdi :((
Kusura bakmayınız abi, kalabalık yaptı baya cümlelerim.
Ne kalabalık etmesi. Beni maziye götürdü. Her ay başında eşimi de alır kitapçılara giderdim. Alma demezdi. Biraz az al derdi bazen. İnternet'ten almaya başladım son yıllarda. Belge yayın evinde bir arkadaş çalışıyordu. Yüzde elli indirim yaptığı için bir seferde yüz yirmi kitap aldığım oldu. Böyle bir kaç sefer alınca okuyamadıklarım oldu. Eskisi gibi okuyamıyorum. Lice'de olaylardan dolayı eşimi, çocukları Mersin'e gönderdim. Tek kalınca haftada 10-13 arası kitap bitiyordu. Okuduğum kitabın özetini deftere yazıyordum. Sayı düşüyordum. Yazın Mersin'e gitmeden önce sayı 276 olmuştu. Şimdi okuma oranım çok düştü. Okumam gerekir dediğim kitapları alıp okuyorum. Hızım çok düştü... Okumak güzeldir kardeş. Ekranlardaki tartışmalar beni okumaktan soğuttu. Etiketi yüksek, kültürü düşük şahısların ahkam kesmeleri, her konunun uzmanı kesilmeleri beni gerçekten okumaktan soğuttu. Sen okumaya devam et. Kitaplığımdaki sekiz bin kitap her gün beni çağırıyor. Selamlar, sevgiler.
Ne kalabalık etmesi. Beni maziye götürdü. Her ay başında eşimi de alır kitapçılara giderdim. Alma demezdi. Biraz az al derdi bazen. İnternet'ten almaya başladım son yıllarda. Belge yayın evinde bir arkadaş çalışıyordu. Yüzde elli indirim yaptığı için bir seferde yüz yirmi kitap aldığım oldu. Böyle bir kaç sefer alınca okuyamadıklarım oldu. Eskisi gibi okuyamıyorum. Lice'de olaylardan dolayı eşimi, çocukları Mersin'e gönderdim. Tek kalınca haftada 10-13 arası kitap bitiyordu. Okuduğum kitabın özetini deftere yazıyordum. Sayı düşüyordum. Yazın Mersin'e gitmeden önce sayı 276 olmuştu. Şimdi okuma oranım çok düştü. Okumam gerekir dediğim kitapları alıp okuyorum. Hızım çok düştü... Okumak güzeldir kardeş. Ekranlardaki tartışmalar beni okumaktan soğuttu. Etiketi yüksek, kültürü düşük şahısların ahkam kesmeleri, her konunun uzmanı kesilmeleri beni gerçekten okumaktan soğuttu. Sen okumaya devam et. Kitaplığımdaki sekiz bin kitap her gün beni çağırıyor. Selamlar, sevgiler.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.