1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1239
Okunma

Aldırmadan unutturduğun yaşama sevincime,
Oturmuşum vefasızlar sahilini süsleyen bir ağacın dibine,
Martılar şahitliğinde esince saçlara şarkı söyleten rüzgar eşliğinde,
Seyre dalmışım ayrılığın eseri uçsuz bucaksız denizin maviliklerine,
Bi haber iken andan zamandan üzerime çökü veren karanlıktan,
Gözlerimi alamıyordum ayın mehtabın vurduğu denizden,
Razı gelmiştim ayrılıkla süslediğin sevda kasabası gönlümü aydınlatmasına,
Razı gelmiştim ben gibi ölü denizin bağrından kopan isyanı usulca kıyılara vurmasına,
Sanki yalnızlığımı ay ile mehtap eşliğinde esel yelin uğultusuyla,
Gecenin sıcaklığını bastırırcasına durmadan soluğunu harcayan rüzgara,
Zaman hayli geç olmuş olacakki gece ve ben sesizdik ve ben üşüyordum,
Konuşmak yasak sayılmıştı bana vede geceye çünkü biliyorduk,
Konuşacak olursak o büyü bozulacaktı,
Gece beni bağrından kovma telaşında ben ise günün ağarması hazırlığındaydım,
Üstelik biliyorum sabah olacak bütün bir zaman bana yar olan koynunda saklayan,
Geceye ana zamana yaşananlara veda etmeden yarı sevinçli yarı hüzünlü,
Kenar mahallenin birinde mesken tuttuğum yorgunluktan bir birine yaslanmış,
Tahtadan kulübeme varacağım bir sonraki ruzgarı denizi ayı mehtabı görme arzusuyla…
Bağımsız Şair Yazar Osman Dastan © 19/02/2020.22:10
5.0
100% (7)