24
Yorum
38
Beğeni
5,0
Puan
1625
Okunma

bir tren kalkıyor
karlı bir sabaha, hüzünlüyüm
ayrılık var, bir hasret var
bu kaçıncı gidiş günaha...
bir sıcak çay özleminde özledim seni
şimdiden gönlüme ateşin düştü
buğulu gözlerin neminden
soldu çiçeklerim birer birer
hasretin doruklarında
karların eridi
bu günahları mı kim verdi ?
ah! ah ! bilmez miyim sevenim
ruhuma açan hasretin çiçekleri
bekledim senden benden nefesleri
doğsun artık doğsun ömrümün güneşi
bak şimdi trende kalkıyor
sevdana ömürler geçiyor
bir lale, bir sümbül de seni bekliyor
dağlarım da üşümüş gelincikler
boyun büküyor
kardelen yürekli ela gözlü
bir maral ah! ah! diyor...
bir çay dedikte içimiz ısındı
deli bir sevda, canımıza kanımıza girdi
aşkın çölünde Leyla ! Leyla ! dedirdi
bilse şu garip dünyama neler neler verdi
Yusuf kuyuda çile gördü
Züleyha hasedinden parmak kesti
her canım kesik yedi
gördünüz halimi ah ! ah ! dedi
ince belli bir bardakta izleri
gönlüme vuran kavak yelleri kim sildi ?
aşk; üşümez dert yürümez
yüreğimde ateş görülmez
alev köze sarılmış kül
sakın ha sakın üflenmez
yükselen bir bayrak gibi
karda gurur veren kardelen gibi
bir daha aşkın zirveden inmez...
üşüdüm, üşüdüm bende
aşk ateşinin derdi bu
bir iki damla yaş bu
beni bana sorma artık
ağlayan adam bu...
17/02/2020
5.0
100% (30)