Takvimler yalan söylüyor.
Bu kadar yeni olamaz seni tanımaklığım.
Bu kadar minik olamaz.
Asırlara yayılmış bir serüven gibi oysa.
Bizi yansıtamaz.
Bir bakışından okuduğum şeyleri,
Takvimler asla tanımlayamaz.
Çıldırmış olmalılar.
Seni düşündüğüm zaman bulduklarımı,
Takvimler içlerine sığdıramaz.
Çok yüksek dağlardan kopup gelen bir çığ gibidir geçmişimiz,
Aktıkça büyüyüp çoğalan...
Köpüre köpüre dökülüp aşağıda biriken bir şelale gibi,
Kaynadıkça büyür mazimiz,
Bunu takvimler sayamaz.
Onların hesabına asla uymaz bizimkisi.
Terazisinde daima ağır çeker geçmişimiz.
Takvimler bir o kadar hafif kalır,
Soylu bir geçmişe asla yakışamaz.
Öylesine hiçliyor ki seni tanımaklığımı,
Acıtıyor içimi.
Bu değil bizim evrendeki varlığımız,
Bu değil yaşanan bu sevda.
Yüreğimden kopup uzaya fırlattığım çığlık bu değil asla,
Sonsuza dek feryat eden o sesi,
Takvimler asla bağrına alamaz,
Başka bir ölçüsü olmalı sevdanın,
Her bir anını ölümsüzleştiren,
Kızıl bir göğün altında çoğalan,
Bambaşka bir ölçüsü olmalı,
Gerçeği yansıtan...
Aşka ait...
Bana ve sana...