3
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
987
Okunma

sen beni
her defasında
kapını yüzüme çarparak
o kadar kırdın ki..
ben özümü sözümü
çok çiğnedim senin için
anlamadın...
şimdi senin dilinle
(susarak) konuşmak
zamanı...
onuru ezdim
gururu ezdim
ezilecek birşey kalsaydı
onuda ezecektim
sırf seninle mutlu olmak adına..
ama sen sus/tun..
sen sustukça ben kanadım
ben yandım
ben sandım...
"sandım ki"
sözcüğünün
altında ezildim her gece..
bilseydim ki kapın kapalı
çalmak yerine ölmeyi tercih edecektim..
olsun
ben elimden geleni
yaptım ya
benim gönlüm
vicdanım rahat ya
varsın n’oluyorsa olsun bundan sonra..
sana attığım her adımda
dönersin, seversin
gülersin sandım..
ama sen hep sustun..
inan ki bu susmanın
pişmanlığını yaşayacaksın bir ömür..
çünkü
bir daha dönmem
bir daha sevmem
bir daha sanmam
bir daha kanmam..
...
beni sana getiren şey
güzel yaşanabilir ihtimallerdi
umuttu..
yoksa her defasında
yüzüme çarpılan
kapının meraklısı değildim...
ama olsun sen
o ihtimalleri susarak
öldürdüğüne göre
şimdi susmak zamanı..
şimdi kim iyi susuyor
kim kahırla kusuyor
kim hayata küsüyor
onu göreceğiz....
sanma ki acınla
şad olurum
senin bir ah’ınla
ben bin kez ölürüm..
ama bunları demeye
mecbur bıraktın..
bundan gayrı
adın dilime yasak
sevdan kalbime tuzak olsun..
beni bilesin lakin
ölmüş bilesin...
5.0
100% (13)