33
Yorum
55
Beğeni
5,0
Puan
1279
Okunma


Bilemezsin asla, gizli derdimi
Beni hep ağlatan, dil yarasıdır
Bülbül terk eylemiş, güzel yurdumu
Onu da ağlatan, gül yarasıdır
Sustu bak ötmüyor, bu gönül kuşu
Mutluluk herkesin, hayali düşü
Kanattı yeniden, sineyi, döşü
Hançer değil ey yâr, el yarasıdır
Vuslatı görmeden, göçtü niceler
Aşka yenik düştü, kral, eceler
Uykusuz geçti bak, çoğu geceler
Gözlerimden inen, sel yarasıdır
Diyorum ki gülüm, kulak ver sese
Kapılma sakın ha, sen de yeise
Suçlu gösterdiler, beni herkese
Kötü söz söyleyen, kul yarasıdır
Bulunmazmış aşka, bazen çareler
Aşkı için insan, giyer kareler
Yüzümdeki bunca, yanık bereler
Sürgüne gittiğim, çöl yarasıdır
Gelen fırsatları, tepti dediler
Toplumdan herkesten, koptu dediler
Yapmadığım halde, yaptı dediler
Tüm bu söylenenler, zül yarasıdır
Çekilmiş kenara, gönül dinliyor
Dut dalından amma, seni anlıyor
Mızrap dokundukça, nasıl inliyor
Lüzumsuz sazında, tel yarasıdır
Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ
ETEK YAZILARI
VUSLAT: Kavuşma
ECE: Kraliçe
YEİS: umutsuzluktan doğan karamsarlık, umutsuzluk, üzüntü.
ZÜL: 1-ayıplanacak şey, utanç verici, küçültücü davranış.
2.düşkünlük, alçalma, küçülme.
MIZRAP: Saz çalmaya yarayan, çalgıç, tezene
5.0
100% (41)