1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
907
Okunma

Şairin notu: Bu şiiri okuduğum dokunaklı bir haberden sonra yazdım. Haberi, detaya girmeden birkaç cümle ile özetleyeceğim. Haber, şu anda Konya’da tek başına, tek odalı bir evde yaşayan ve 19 yıl evli kaldığı eşi tarafından çocuğu olmuyor diye terk edilen (terk edildikten sonra psikolojik rahatsızlıklar geçirmiş) bir bayanın hayatından bahsediyordu. Bayan kırmızıya olan tutkusu nedeniyle Konya’nın çarşı pazarında "Kırmızılı Kadın" olarak tanımıyormuş. Habere göre kendisi, giysilerinin ve evdeki eşyalarının da kırmızı renkli olduğunu söylüyor.- "Çaydanlığım bile kırmızı"diyor. Son cümleden yola çıktık...
Kırmızı Çaydanlık
Rengindeki mana sızı çaydanlık
Başında dolanır hüznün buğusu
Ne sultanlık kaldı şimdi ne hanlık
Kendinden dertlidir içindeki su
Bir sevda kırmızı buruk ve acı
Vefasız insanın neyine bu renk
Artık Sultan için bu renk baş tacı
Yok gönlünde şimdi o eski ahenk
Kırmızı çaydanlık ve acı bir çay
Hüznünü sardığı ipek bohça yok
Tek odası ona yıkık bir saray
Sükutu katmerli sızısı pek çok
Nerde baş koyacak vefalı omuz
Anne olamamak ah öyle acı
Dili varıp demez yine de domuz
Değil hiç kimseden hâlâ davacı
Yanağında allık ruju kırmızı
Hazin öyküsünü kim nerden bilsin
Kırmızı kanayan dinmeyen sızı
Yok ki bir dost eli yaşını silsin
Çaydanlık kırmızı ne dokunaklı
Sultan kaderiyle baş başa kalmış
Ve hâlâ ayakta yerinde aklı
Hayat okulundan dersini almış
Vefasızsa adam ne yapsın Sultan
Süpürge ettiği saçı bembeyaz
Eylemeyin sakın siz Sultan’ı tan
Sultan vefasıza ne söylese az...
Ankara 5 Ocak 2020 İbrahim Kilik
5.0
100% (2)