3
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
1451
Okunma

/
destursuz
yağan yağmur gibidir ayrılık
yakar nemi, kavurur ıslaklığı…
/
tarifi,
tasviri yoktur acının.. adı aşk olan kanatsız gök,
yağmursuz bulut gibi deler geçer tenin toprağını
ölümüne
suskundur bazı pişmanlıklar… kal dese de gözleri,
sancılanır, ağrılanır sevdasına boncuklanan lal teri
yaşamak
kadar ağır ölmek kadar hafif hissederiz bazen
ve uyuşur tenimizde biriktirdiğimiz karıncalar
gün/eşimizin
beline dolandı mı gece körebeleşir tüm saklambaçlar
denizine aş eren asi ama bir o kadar ılık bir nehir olur açlığımız
/
oysa
ışığının lacivert gölgesinden
ne de güzel yansırdı gözlerinin ormanı
ağlamak
kadar çok gibi gözükse de
kirpiğin ucunda asılı kalmış bir şiir damlasıydı yaşamak
önce
göğümüzden, sonra uçurtmalarımızdan vurulduk
örgüsüz kışa, gölgesiz yaza düğümlenen duvaksız şiir oldu sunağımız
ah be biçarem,
sevişmek değil de en çok sevmek yoruyor beni
kadehler dolusu seni içmek, şişelerin dibine seni resmetmek değil de
şimdi en çok ama en çok çırılçıplak sensizliğe ayılmak yoruyor beni…
/
ilhanaşıcıaralıkikibinondokuz
5.0
100% (14)