3
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
1034
Okunma
Direngen kızıl bir karanlıktı gece
Ve uzak değildi
Mavzer namlularının ucunda aç bekleyen ölümün kan çiçekleri
Diz kırıp
Kara bir dumanla
Pusulanmıştı
Dağlara
Karanlığın gölgeleri
Toprağın
Bir karış altında ölüm
Bir karış üstünde yaşam koşuyordu
Tütüniydi
Yeni terleyen bıyıkları Memedin
Memleket tütün kokusuydu
Memed memleket
Afyonda
Son kez ötüp
Derin bir sesizlikle sustu
Ağustos böcekleri
Sesi yoktu sessizliğin
Ondan ötede
Bir tepe gerideydi
Bin tepe uzak düşlerine bakarken
Umudun mavi gözlerinden
Sevdası Zeynep
Ülke gibi
Oda
Eşiğindeydi sonbaharın
Kaldırıp başını
Ayın yüzüne baktı
Ve ayın yüzüne çizdi Memedini gözleriyle
Uzansa
Dokunacaktı sanki
Ayın yüzünden
Oda
İzmir kıyılarına
İzmir ki;
Helallini bekleyen
Nazlı bir gelin
İzmir Memedlerin düşü
Eğilip sevdasını okşar gibi
Dokundu toprağına Memed
Toprak
Hazırdı çatlamaya
Hazırdı gögsü Memedin
Gelecek
Şahadet mermisine
İçinden
Nasip eder şahadeti inşallah dedi kendine
Gecenin sessizliğini
Telaşlı
Ürkerek
Havalanan
Bir turnanın kanat sesleri bozdu
"Allı turnam bizim ele varırsan şeker söyle kaymak söyle bal söyle"
Gün yırtmadan önce
Hucum!
Sesi yırtı karanlığı
Yavuklusuna koşar gibi
Aynı anda
Binlerce ayak ezdi geçti toprağı
Vurulan düştü
Vurulmayan
Afyondan
İzmire doğru koştu
Memedin göğsünde yedi kurşun yarası...
Taylan KOÇ
5.0
100% (15)