14
Yorum
28
Beğeni
5,0
Puan
1244
Okunma

Ey Sevgili;
Derdim Zeliha’nın derdinden daha büyük
Ve Kalbim, bir güvercin kalbi gibi yaralı
Ellerim sema’da, lakin; takatim çürük
Nazenin bakışlarım ki, geçmişten nazlı.
Ey Mecnun;
Bir itfaiye memuru gibi, giy tulumunu
Arşın sahibi, açmışken nur musluğunu
Dök ne varsa secdeye, varını, yoğunu
Söndür sine’lerdeki, aşk yangınlarını.
Ey Canan;
Sordum gök ehline, yangın nerededir
İçimdeki yangın ile acep, kardeş midir
Evrad-u ezkar’ım, yangına çare midir
Şerh koy aşka ama, kapatma kapıları.
Ey Dost;
İki deli bir veli, öyle anmışım hep isimleri
Başım göğe ermiş iken, yakmışım gemileri
Güneş gökte güzel ama kalbe de siniverdi
Derde derman için Yar; verme gazabını.
Ey Rahman;
Geçti dört mevsim, beşinci mevsim gerek
Çöldeki bedevi halime bir damla su gerek
Ettiğim dualarıma, SEN’DEN KABUL gerek
Kuşanmışken kılıcı, seriver ömrüme sofranı.
Ya İlahi;
Yetmez mi bunca çile bunca dert Ya Rahman
Kalmadı gözde yaş, oluversen derde derman
Hayal perdem yırtılsın, sonsuza dek aradan
Derviş gönülsüz gerek ise, sil içimden ahımı.
Dinleyin beni;
Bırakın sizi bizi, Resulullah’ ı ağlatacaklar
Arkasından, ne haltlar çevirdi diye bunlar
İfrit getirecek zakkumu, alın; işte günahlar
Son nefeste Ya Rab! Mümin eyle kullarını.
Ey Sevgili;
Kainatta solmayan; tek renktir benim aşkım
Garip ve yetim kaldı içimde, tüm mısralarım
Gölgesine sığındığım Ey Çınar! şimdi yastayım
Başım öne eğikken, ağlatma ne olur insanları.
Ey Sevgili;
Defterlerin sol taraftan verildiği, o günde
Sağ cenahımdan defterimi rüzgar gibi üfle
Kalbimin MİRACINI, ne olur; aşkınla beze
İçir şehadet şerbetini, al günahkar canımı.
Ey Sevgili;
Lütfuna susayan kul’una, sun muhabbetini
Kılınsın cenaze namazım, gıyabımda şimdi
Vay Haline Murat demeden kulun eyle beni
Kul’ un isem şayet; unuttur dillerde namımı.
BURSA.......
5.0
95% (19)
4.0
5% (1)