8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1372
Okunma
Sarmış dağın yamacına
Şafağın alaca karanlığında
İçinde ince bir sızı
Sol yanında keskin ayaz
Buğulanmış nefesinde
Buz tutmuş bıyığı
Yinede aldırmıyor emin yürüyor
Yarının özgürlüğüne
Bir oyana bir bu yana bakınıyor
Sırtını yaslayacak dostunu arar
Asırlara tanık ulu çınarını
O yürekli dostudur
İhanet etmeden
Sinsi tuzaklar kurmadan
Alır koynuna saklıyı verir
Oda sarmaşık gibi
Hasretli yari gibi sarılı verir
Sadık yürekli dostuna
Çöker koca çınarın dibine
Korkusuzca dayar sırtını
Hey gidi asırlık çınar
Dilin olsa da söylesen
Ne yiğitler gördün
Sende sır çıkmaz ama nelere tanık oldun
Kendi kendine mırıldanır
Koca hüseynim
Artık güvendedir
Emin ellerdedir
Kurmuş bağdaşını
Yoksulluğun sofrasına
Çıkarır koynunda tütün tabakasını
Dalgın gözlerle bakar durur
Çükü babasında yadigâr
Sarı verir kocaman bir cıgara
O sevdalısıdır
O sevgilisinin fısıldayışıdır
O özgürlüğünün habercisidir
O dert ortağıdır
Hiç ama hiç ayrılmayan yoldaşıdır
Yapışmış dudaklarına
Yârin yanağı gibi
Derin derin nefesleniyor
Nefeslendikçe dalıp gidiyor gözleri
Uçsuz bucaksız ormanın derinliklerine
O anda unutu verir her şeyi
Elinde silahı
Namlusuyla toprağı eşeliyor
yâri geli verir aklına
Ah ah ak günler diyor
Kara günler bitecek mi ?
Filizler yenide yeşerecek mi ?
Mırıldandıkça gözlerinin içi gülüyor
Ve de gülmeye devam edecek
Taki rüzgârın oultusu gelene kadar