Biri çıkar karşına sana içini döker
Yaşadığı mazisi, sanki yüreği söker
Gözündeki yaşlarla garip boynunu büker
Neyin ne olduğunu, geçmişinden anlarsın

Hüzünlü bakışları, gözün içine bakar
Közlü iken ateşi o an bağrını yakar
Anılara daldıkça, boyna kafaya takar
Neyin ne olduğunu, geçmişinden anlarsın


Umut ışıklarının, son feride söndüyse
Gideceği her yolu, engebe ye döndüyse
Dizlerinin bağları yere kadar indiyse
Neyin ne olduğunu, geçmişinden anlarsın

Bu gencecik yaşında, ak düşmüşse saçına
Bir gün konulmamaştır, kaldırıp baş tacına
Derdi ve kaderinden, yatmışsa aç acına
Neyin ne olduğunu, geçmişinden anlarsın

Kuruyan gazelinden, belli iken harmanı
Ergen bile olmadan, yazılmıştır fermanı
Bütün sevdiklerinden, bulmamışsa dermanı
Neyin ne olduğunu, geçmişinden anlarsın

Felekse tokadını suratına vurmuşsa
O yine hayalini huzur için kurmuşsa
Yıkılmamak namına, hep ayakta durmuşsa
Neyin ne olduğunu, geçmişinden anlarsın

Nesrin Önem
16 09 2019
Tekirdağ

Bir hazan mevsiminde gözlerin ağlıyorsa
Yaprakların sararıp kabuklar bağlıyorsa
Şu sevdanın yarası hüzünler sağlıyorsa
Neyin ne olduğunu, geçmişinden anlarsın Ahmet Kara yüreğin dert görmesin hocam her daim saygılarımla

Nerde kalmıştık diye, arada bir teklerken
Tüm dertlerin üstüne, yeni dertler eklerken
Bitkin, yorgun savaşçı, ölümünü beklerken
Can kulağıyla onu, usanmadan dinlersin
Neyin ne olduğunu, geçmişinden anlarsın.....Aşık Lüzumsuz yüreğin var olsun hocam eyvallah her daim saygılarımla