Kalemimde kelimeler ve kulağımda
Rüzgarın sesi...
Yaşamışlık dolu kızarık gözlerimde
Akmakla akmamak arasında kalan,
Sevinç ve matem sırasını bekleyen
Gözyaşı damlamsın...
Bedenimde bir yaz rüzgarının terlettiği,
Ve kış ayazıyla donmuş hüznümsün..
Zaman zaman içimi neşeye kaplayan sevincimsin!
Gecem ayaz,yüreğimse
Bir yağmur bulutu kadar yüklü...
Acaba hangi şimşek çakıpta
Meyveye durduracak filiz ve ümitlerimi...
Usulca dudaklarını aralayıp ruh halini
Söylemek ve söylememenin arasında
Bir gürültüyle hangi şimşek olacak ruhumda
Bende bilmiyorum...
Biraz zerre,biraz gam,biraz mutluluk
Biz tek damlanın içinde kalanız..
Ve senin gözlerindir içimizi ısıtanımız..
Bizi duyan kim varsa;
Öyle yanık ve öyle içli bizi anlatsın.
Bizimle dile gelmiş kelimeler
Neresi başı,neresi sonu unutsun.
Ve Tuğba ağacı gibi
Kökü neresi,dalı neresi
Bizi arayıp dursunlar!
İçimizde fırtınalar koparken;
Dünyamızda bir irem bağı hayat bulsun.
Hasat zamanı gelene dek bekleyelim gülüm!
Bağ bozumunda üzümlerimizin damlalarından
Aşkımızı şarap yapalım..
Şarabımızdan içen gönüller
Her yudumda hikayemizi dinlesinler..
Bal kadar tatlı,kevser şarabı kadar
Sarhoş etsin hikayemiz herkezi..
Biz yeniden doğalım günahlarımızla
Ama melekler kadar saf ve temiz!
Cennette bulalım kendimizi
Ve saatler bizim saatimiz olsun..
Büyülü ve etkileyici yapılan bir beste gibi...

HAZAN YAPRAĞI 23.06.2008