8
Yorum
32
Beğeni
0,0
Puan
909
Okunma
ya su sızarsa ellerimiz arasından
ya kuşlar konmazsa telgraf çektiğim
saçındaki tellere
ya rüzgar çıkar,
aniden bastırırsa kar
fırtına biçmeden önce..
bilmiyorum saçları uzun,
bez bebeğiyle karşıma çıkan çocukluğun
diz üstü yarasıyla büyümüş pileli eteğin
ve gölgeme sığınan karanlığın
ah canı çıksın sensizliğin
gel,
ben evvelden hazırım..
gel ki son
-bahar olsun bu defa
gel ki sen
sonum ol ilk defa..
farkındayım güz vakti sararır gizindeki sır
açmaz kurumaya yüz tutan dallarında
olsun,
ayağına sözü var denizin
tuzu kuru’ olsa da
hem aşk fitili tutuşmuşken mumların
ve bulutlar nem kapıyorken kızıldan
ateşi çıkacak elbet
yastık altı siyahın
bırak kibritleri şimdi
yas tutsun kutusunda
zira sönmek meşke
erimek, zamana tabii
sen düşürdün aklıma
akıl almaz fikri..
şimdi okunacak bir kitap gibi duruyorsun sol cebimde
parmaklarım yanacak
sayfanı çevir ince..