EMANET
Ezelden akmıştı şarap toprağa
karışmıştı kana/karışmıştı sevdaya/ siyaha /kırmızıya/ kahverengiye/ sarıya/ kokusu ağır gelmemişti suya/ ne fark ederdi ki/ sarı başağındı/ mavi denizin/ Ak saçlı ninem hep söylerdi ‘denizi hiç görmedim oğul’/ yaklaştım fısıldadım kulağına/ bende görmedim ninem /onu bende görmedim/ ‘git oğul ona git’ onun gözlerinden/ baktım mavi deli dalgalara/ rüzgârında onunla konuştum/ huzurlu sesini duydum / mavi gözlü ak saçlı ninem, ışığın mavi olsun/Emanetin bende/ çocukluğum sende kaldı/ birde avludaki ‘Hoyrat’ onun sana çok selamı var/ sahibinden korkan/ bu kimsesiz sokak köpeğinin mavi gözleri/bir avuç huzur verdi/ ‘o bizden önce görmüş maviyi’ sen öyle söylemiştin/ bende boylu boyunca uzandım/öylesine sana uğradım/ anlatacak o kadar çok şey var ki ninem/ama önce deniz sonra bizim gökyüzü/ kan/su/ şarap/ toprak/ mavilikler ve bir de Hoyrat.... Ufuk Akalın |