5
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
637
Okunma
kalabalığın içinde vagon gibiydin ve ben
öküzün trene baktığı gibi bakıyordum uzaktan
sonra kediye döndü bakışım
sen de ciğere
aşk kasap gibiydi o zamanlar
ve kasabın kadrolu kedileri vardı kapı önlerinde
yalanıp duruyordum , sokağın bir türlü dönemediğim köşesinde
sanırım kasap gösterdi
kedinin ciğere karşı-koyamadığı o basit denklemin
satır bozan ifadesini
gözlerin
gel pisi pisi derken
bakışlarım canlı yayını kesiyordu
sen ciğer gösteriyordun kasabın eliyle
ben,
çok acil Rh negatif can ihtiyacı
kalp dilimle..
yukarıda da belirttiğim gibi aşk
kasap rolünde
aşık,
öküzden kediye terfi eden hikayenin demir başı
kalp mi?!
canı çekilen ciğerden
olamaz bir başkası..
haliyle kadrolu kediler en büyük dert
bu yüzden kasap önüne bağlanmış köpekle
anlaşmak gerek
zira ittifak yapmadan müttefik olunmaz
hem her kadının içinde evcilleşmemiş ya kuş vardır yırtıcı
ya da köpek
-dişleriyle azılı
nihayetinde kasaba ait ciğerdin benim için
ben de nefesi
o ciğercinin
biliyorum tuhaf bir ilişkinin çok basit denklemiydik
karele bölünmüş kırk sayfalık defterde
şimdilerde halk ekmek açıldı kasabın yanında
vagonlar, bindiğin’ gibi
her pencerede göz hikayesi
bir bardak sakarya
iki çift kuru sıkı
martıların ağzında
hani bilemiyorum aslında
miladı neydi bu aşkın
açlığım mı
köşe başı mı
yoksa gözlerine kurduğun o kasabanın
satır bozan kasabı
bakma öyle
kesilecek yayın kalmadı canda
ama yayın tutabiliriz istersen
sakaryanın suyunda..