3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1005
Okunma
benim vapur mapur bekleme telaşım yok
iş telaşım
aşkım heycanım
benim övünecek hiç birşeyim yok,
vapuru neyleyim.
vapurdan biri inecek ki bekleyeyim
sevincime sevinç ekleyeyim
yok.
hem biz de deniz de yok.
iklimin sonbahar diye sayıkladığı
bir vakit
içimdeki ayaz vaktinde düşlerim donmuş olacak
son bir sesle iki iklim çatışmaktan yorulacak.
vapur mapur da girmez böyle yere.
ben kırık bir tekneyim
bizim hayat okyanusunda
ne rüzgar çatar bana
ne de gözüm dalar uykusuna.
son saatler de uguldadı bugün
huzursuzluklarım
suikast timleri gibi tepişir
yine de gel ama geç olsun
gel ama gecemde
yıldızlara senin gölgen vursun,
vapurlar sonradan getirir pılını pırtını
onlar şimdilik dursun.
benim vapur mapur telaşım yok
sokaklarda toz kaldıracağım,
bana ne efsanelerden,
önce şu saçlarımı berber şevki’ye
parasız kazıttıracağım
yani kurban etmiş olacağım sana saçlarımı
telaşım yok.
ama sokaklarını gezdim adsız bir kentin
bir tek senin kokun vardı
yalnızlığın gizemine dokunmaktı bu dediğim şey
sana gelinen yolların hepsi dardı
o sokaklarda bir ben bir de yalnızlığın vardı
vapurların arkasındaki sesler içinde.
vapur mapur bekleme telaşım yok
evimin penceresi var
sana bakar
düş görmüş rüyalı haline
saçlarına benzer dengesiz bir türkü yakar.
sonra
bahara gölge göklere yersin
yeryüzünde bir garip sorudan sonra
yedi cennet arasındaki serin yelsin,
bırak simdi bizim vapurlar gelsin.
benim vapurlarım yok
övünecek bir mekanım yok
ve atacak serseri çığlıklarım
benim herşeyim yok.
Zeki NURÇİN