7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1388
Okunma
Hayatını adamıştı bağlara,
Ve hayat verdi yıllarca yeşil asmalarına.
Üzüm sattı durmadan yaz-güz tonlarca,
Giydiremedi yine güzel pantolonları,
Renkli bağcıklı şirin pabuçları,
Minik birer ırgat olan çocuklarına...
Üzümünü iştahla alıp
Çaresizliğin fiyatına,
Rakı ve şaraplar yapıp çeşit çeşit,
Keyiflerine keyif kattılar sofralarında;
Düşünmediler bir kez bile olsun,
Bu büyük mutlulukları kimden di?
Bir kez bile olsa zevk anlarında,
Dert edip düşünmediler bile,
Hepsi yaralı düşlerini üzümcünün;
Her yıl verilen resmi üzüm fiyatıyla,
Tekrar ve tekrar,
Düşlerinin içine ettiler Hüsnü’nün...
Sarhoş akşamlar, akşamlar art arda..
Keyifli naralar attılar ustaca mehtaba,
Rakılı, şaraplı yaşamı büyük aşkla sevip,
Üzümcü’yü ise, bir kez olsun sevindirmediler asla...
Açıp da işlemeli tabakasını Hüsnü,
Kalem gibi özenle ve şevkle sarıp,
Ohh deyip tüttüremedi keyifle bir sigara;
Rençberim, ırgatım garip üzümcüm...
Ohh deyip keyifle bu yılda savuramadı,
İnatçı nasır gibi dertlerini öte yana,
Ve zalım dünyadan uzak diyarlara...
10.Şubat.1978, Mersin
Yalçın Öner