24
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1966
Okunma

karlar altında yandık
yüreğimizin buğusuyla söndü güneş
yarı yaştık
serptiler avuç avuç
kuruyamadık
güneş doğdu
yarıp o kara toprağı
sap sap
başak başak
dikildik
dövdüler
örs üstünde tırpanları
çelikten çekiçleri inceldi
bilediler
gıcır gıcır
biçtiler başımızı
düştük toprağa
yandık
kül gibi
çağırdılar rüzgarı
esti delice
savruldu samanlarımız
tane tane
tığ gibi
dizildik önlerine
doymadılar
taşlar arasında
ezilelim diye
değirmene yolladılar
ağarmış saçları
bükülmüş beliyle
ayakta karşıladı
gün görmüş yaslı adam
dönen taşlara inat
erimiş içinde zaman
yokladı nasırlı elleriyle tek tek
sevdi kokladı derinden
sonra düşünüp evde kileri
ceberut kesildi birden
kendi gibi üğüttü değirmenci
bizi de en incesinden
gururla okşarken emeğini
gözleri aktı
dökülen
undu
umuttu
kattı karıştırdı
hamurlaştı tüm yıllar
onlarıda pişiremeden
yemişti aç kurtlar
çatladı…
sızladı,
avuçları...
ağladı!...
kıskandı gök
göbeğinden patladı
düştü mavi tohum çorak yüreğine
kanar şimdi her yerinden