3
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1130
Okunma

Buram buram gül kokar
Anadolu’mun rüzgârlarında.
Seher yeli ninnisini söyler
Kundaktaki güzel çocuğa…
Efsanelerini anlatır nineler
Esrarengiz Anadolu’mun.
Karacaoğlan’ın türküsünü,
Hikâyesini söyler Köroğlu’nun.
Deyişler okur Zehra Teyze
Askerdeki Mehmet’ine.
Hasan emmim rızık taşır
Yuvam dediği güze evine…
Ve Anadolu’mda gün akşam olur
Erkenden çöker sessizlik dağlara.
Arkasından bir akşam yeli çıkar
Hafiften dokunur yanaklara.
Uzakların kokularını getirir
Buram, buram tüterek burunlara…
Aşk hikâyeleri fısıldar
Sanki bir sevgili gibi kulaklara…
İşte böyledir Anadolu’mun rüzgârları.
Hele sen onu gör birde yaz akşamları!
Durmadan okşar gönülleri, saçları
Sanki okşayan meleklerin kanatları…
Sonrada seni senden alır
Bilmediğin diyarlardan uçurur
Bilmediğin Kaf dağına götürür
Anadolu’mun rüzgârları.
26.05.2019 / Mustafa YÜKSEL
5.0
100% (10)