1
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
1317
Okunma

Yüzü güllü,bahtı dikenli Bülbül
Bilmezler yüzündeki gülleri açtırabilmek için ne kadar çırpındığını
Bilmezler çırpındıkça,ne kadar yorulduğunu
Kimse görmez yüzündeki gülün rengini de
Her defasında dikenine takılır
Gelir yüreğine hançer gibi batırırlar her defasında
Kara tahtalara
Beyaz tebeşirlerle yazılmış çilesi
Çile bülbül olmuş
Yuttuğu tebeşir tozu
Kursağına yapışmıs
Sesi çıkmaz olmuş
Kendi kafesinde,kendi kendini boğmuş
Ölmemiş garip bülbül sıçrayarak uyanmış
Şöyle gözün ucuyla kara tahtaya bakmış
Yazının sonundaki virgüle bir dert yanmış
Nokta olmalıydın sen diyerek
Ona bir Eyvallah çakmış
Duvakların içinde,yırtılmamış kefenim
Hani bu şanstı,diğer adıyla uğur
Kulaklarım hasrettir,bir güzel muhabbete
Verirseniz alırım,tebeşirler bitmeden
Şakımak şöyle dursun,
Diken üstünde başım
Ebedi gözümün üstünde hep gizli yaşım
Her gün aynı film
Dön dolaş aynı sahne
Sadece ve sadece oyuncuları sahte
Göğüs kafesim yırtıldı
İçine bir bakan yok
Bende yara saracak,az da olsa derman yok
Ruhumun etekleri zillerini çalarken
Zilleri susturacak bende takat yok