Ağır bir ıssızlık çöktü bu şehre
Sokaklar boş
Caddelerde tek tük yaşlı ve yorgun arabaların homurtuları
Pencerelerde sert bir yağmur
Çatılarda bacalarda yarış atı gibi atağa kalkmış delice rüzgarlar
Sen susma
Sen kabuğuna çekilme
Sen sessiz iklimlerde eğleşme
Bu da geçer
Yaralar sarılır.

Kocaman bir boşluk çöreklendi bu şehre
Gök griler giyindi gözü yaşlı
Sevdaya dair aşığın şarkıları
Sen susma
Sen gitme sakın bu şehirden
Güneş küser
Çiçeğe duran dallar küser
Ben gizli gizli ağlarım
Dilimde özlem çığlıkları
Martılar vazgeçer denizden
Simitler yetim kalır suyun üstünde
Mendirekte dalgalar şahlanır ki
Sırılsıklam her yer
Denizin gözyaşları

Bir ateş düştü bu şehrin üzerine
Başı bozuk yangınlara gebe
O.ç. bir kundakçının puştluğunda...

Sen susma sevgilim
Sen susarsan...
Karabataklar küser dalgakıranların kuytusuna
Balıkçılar boş çeker oltayı
Sahil kahvelerine sonbahar düşer hazan yüklü
Ben ağlarım gözlerimden çağlayanlarcasına akar
Sana olan özlemlerim sevdalarım
Sen susma
Sen susarsan
Bu şehir ölür.

Depremler olur tam orta yerinde
Bilmem kaç kilometreden yardırır vurur 9.7 şiddetinde
Bu şehir yok olur, kaybolur yerkürenin merkezinde.

Sen susma
Ve sessizce gitme
Başında esen sonbahar yellerine uyup
Sen gitme kal bu şehirde
Yokuşlu sokaklarda şarkılar söylesin rüzgarlar
Sen susma
Bırak beni haykırayım
Bırak
Devrimleri sevdalar yapar.
Sen susma
Sen susarsan ben de dilsiz
Sözsüz
Sessiz kalırım
Bu şehir ıssızlaşır
Bize susmak yakışmaz ki sevgilim.
___ilkayy@2bin10dokuz