kaç yudum eder ki bi kahve?!
kırk yıl hatrı kalsın,
kırk yıl deyip geçme hem
kırk kişiye ısmarlarsın


kılı kırka bölüp muhabbetin
kırk dereden su getirecek değilim
lakin,
kırk yılın pazarlık payı
fincanda kalsın isterim..


bazen arada kalmalı bazı şeyler
ara, sıra’nın önünde
ara sıra arkasında
ara, sırsa şayet
tutmalı aynasında


ayrılık,
kavuşmanın şartlı tahliyesidir
ve her sevgi
kin tutar kalpte
istediğin kadar pembe çek
gözlerindeki perdeye


baksana,
bütün masalar ayak yapıyor buluşana
sözler uyaklı redif
parmaklar uç uca


her yer bu kadar karanlıkken
ve her karanlık bu kadar her yerde bulunmazken
mumla arayıp
kül altında bulduğumuz közlenmiş yalanla
yan yana uyan’dık
aynı gün sabahında


şimdi boyumuzun ölçüsünü alıyor yüz vermeyen aynalar
ne vakit yaklaşsak buğulanıyor nefes’ten
nefes deyip de geçme hem
külleniyor kediler
nefes gelirse ciğerden

şimdi sen söyle,

kaç adım eder ki bir gidiş
dönüşün hesabı tutsun


dönmek deyip de geçme hem
neyse orası sana kalsın