4
Yorum
16
Beğeni
0,0
Puan
927
Okunma
kalbimin kulaklarından tutup
kayıt yaptırmıştım
aşk okulunun birinci sınıfına
gözlerim sulu boya
parmaklarım pastel
çöp ten kızlar çizip
kardan adam oluyordum
zil çaldığında
cinstin biraz
az biraz çilli
cam dibinden uzatırdın
duvar dibine o dili
el ele, el ele veren kızlara hava atıyordum kurdeleyle
ve yediğim krakerin taç tarafını saklıyordum Şule’ye
insan ikinci sınıfa gelince sınıf atlamış gibi hissetmiyor kendini
birinciliği kaptırıp
üçüncünün altında olmak
-ya da olmamak arasında sıkışıp kalmak..
ama üçe geldiğinde
ve Şuleyle aynı şubeye düştüğünde
cinslikle cinsiyetçilik arasında çıkan taht kavgası bir yana
iki ısırımlık tac’ın
krakeri dağılır ya
bir elinde çubuk
bir elinde pamuk
yalı ilkokulunda..
..
dörde geldiğimde
el ödevi yapıyorduk
sahilde
soluğu kütüphanede alıyorduk sonra
kitaplar gibi
sessizce..
..
şimdi kalp mahzeninde tozunu alıyorum rafların
kimi kitap çilli
kimi kraker tozu
kiminin bitmemiş henüz
minik eller ödevi..