5
Yorum
29
Beğeni
0,0
Puan
1274
Okunma
gül izinin kan izine karıştığı zamanlardı..
cennet yolu uzun
cehennem,
düş’ te gör mesafesi kadar
kısa uçurum
gözler canbaz yürütürdü sıratında
eller,
köprülü kavşak..
kalbi kanayan her aşk gibi kan tutan ellerim
-ellerine karşı
koyacaktı güya
sen yara sandın ilkin
ben,
yaraladım diyemedim
parmaklarım muma döndü sonra
gözlerinle yakıp
söndürmeyi unuttuğun
kalbim barakaya,
en çok gece kondurduğun..
papatya falında gelincik açıyordu o zamanlar
ve bütün burçlar çift sıra örülen ikizlere yükseliyordu
olmaz denilen oluyor
ölmesi gereken
sağ çıkıyordu uçurumdan
kendimi terk ettiğim yollar,
patik örüyordu ayaklarıma
kendime,
kendimden bir parça bıraktığım her duraktan
beklemek çalayım derken
yaz yüzü görmemiş güze döndüm
oysa her rengin notası kazınmış şarkının
ezber bozan nakaratında
bilindik bir sözdüğümdüm
şimdi bir kuşun gagasında cıvıldayan la’ sesi
çiçekte renk
dalında can
-eriği
bakma,
ellerim kızıl elma
parmaklarımda mumdan is kaldığına
cennetinle bozduracak kadar günah
duruyor hala..