Gizlenmek için boş bir köşeye ,
Ya da başka bir sınıfın kirli cam kenarı sıcaklığına , güneşin.
Mart ayı , ve ben hala bilmiyorum
Dolu bir kadehin ne anlama geldiğini hâlâ ,
Hâlâ içekteyim kendi içimde ,
Ölü bir ruhun ardında kalan son şarap damlalarını.
Mart ayı, gün güneşli ,
Ve soğuk hava , meydan okurcasına soğuğun güneşe.
Hâlâ aynı yer , bulamamak bir türlü gerçek rüzgarı.
Mevsim rüzgarı , soğuk , meydan okurcasına birbirlerine, güneşin ve soğuğun .
Onlar böyle devam ederken ,
Devam eden adımlarım , bir şeylerden hesap sormak için, yaklaşıyor , umulmaz acıya.
Mevsim rüzgârı, rüzgar ve güneş,
Derken düşman kesiliyorlar insanoğluna , ölü bir yaprağı , kimsenin bilmediği bir köşeye sürgün ederek .
Böylece daha düşman kesiliyorlar insanoğluna ,
Bir ağacı kökünden koparırcasına sarsmak, ömrümüz daha da uzun değil.
Ölü bir ağacın gölgesi , yanın ölmek üzere bir adam .
Mevsim rüzgarları , güneş ve rüzgar.
O artık ölü bir adam. Ölü bir ağacın gölgesinde,
Ölü bir adam.