1
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
845
Okunma
Her and kendi içinde öğütülür.
Her kadın kendi şehrine tutsak.
Gettolarda dolaşır kuru kafalar.
Yorgun ayaklar çeker bedenleri sessiz kuytulara.
Bende öyle tabaklanmış bir geceyarısı çıktım yolculuğa.
Oysa keşfetme derdinde değildim bedeninin sierra’ya benzeyen hallerini.
Ve zaaflarımı önüne serme gafletinde bulunmadan.
Geçtim ateşinden karanlığın.
Ellerimde birinci dereceden yanıklar.
Kahinliğim tuttuğunda.
Bir çeribaşıydın yanıbaşımda dinletilere salan kendini.
Aşkın üst düzey yöneticisi tavırlarıydı yaptıklarımız.
Tartışmalar, tutkular, korkular ve zaman.
Kendi tırnaklarımızla kazıyarak ulaştığımız.
Bir şampiyonluk turuydu sevdamızın tepe noktası.
Bakir düşüncelerine methiyeler düzerken.
İri gözlerine vurgun şiirler dökülürken kalemimden.
Senden sonra bütün aşk kitaplarını yaktım birer birer.
Don juan’lığımı astım askılığa.
İki kişilik bir aşkın ayak sesleriydi uzaktan gelen.
Bizde öyle yaşıyorduk zaten simsiyah bir gecenin en mahrem yerlerini.
Kimselere aldırış etmeden.
Çarşaf gibi seriliyorduk hedeflerimizin önüne.
Üzerimize her basıldığında daha bir güçleniyorduk.
Yakın bir kefen biçiyorduk uzak ihtimallere.
Şimdi coşkularımızı yaşama vaktinin geldiğini anlayarak.
Bir şiir daha yazarak sana ulaşacağından emin.
Açık kapılara kasımpatılarını serpiştirdim.
Diyetimi öder gibi, ayaklarım yerde geçtim hayatından.
Aşk beni uysallaştırdıysa bilki sendendir.
Kalbim bedenimin dışında atıyorsa hızla.
Bilki senin güzelliğindir eşlik eden bu uyuma.
içimdeki_sızıntı
5.0
100% (7)