Kimse durduk yerde, boşa üzülmez
Derdin nedir diye sormak ne güzel
Tabibe varmadan, dertler çözülmez
Yaralara merhem sürmek ne güzel.

İz bırakır surda, atılan kanca
Kuru iftiraya sık bir tabanca
Laf ola beri gel, olmadan önce
Beklenen maksuda ermek ne güzel.

Eğer haberciysen, uyduruk yazma
Yalanla dolanla, destanlar düzme
İnsanlık kutsaldır, kutsalı bozma
Sevgi bağlarını örmek ne güzel.

Ufacık bir çentik, yaralar açar
Fısıltı gaztesi pis koku saçar
Seveceğim derken, kuş elden kaçar
Fırsatın belini, kırmak ne güzel.

Malın iyisinden erbabı anlar
Dokuz çiğne bir yut, çalmasın çanlar
İlim meclisinden, haz alır canlar
Hikmet heybesinden, dermek ne güzel.

Kulun Allah’ına, bir candır borcu
Ne yapsın garibim, gülmezse burcu
Şükür, sabır, dua, fakirin harcı
Rızkından bölüşüp, vermek ne güzel.

Necati soruyor, nolacak halim
İlmiyle amil, olmuyor alim
Düşlerimde bile yemişim çalım
Rüyaları hayra yormak ne güzel.

Necati OCAKCI
28.02.2018
ANTALYA