Seyri yar narım

Yol işte başka nerden geçeceksin
Geçiyorsun
Bakmamak için başın öbür yana
Geçip gidiyorsun
Öyle yaban yabancı

Ateş püsküren gözlerin yok
Gülücük saçan gül yüzün soluk
Hızlı adımların korkuluk

Bir çocuk taş atacak gibi
Bir çakkal laf atacak gibi
Bir it havlayacak gibi
Gece karanlığı gibi
Mezar gibi

Hayalin düşmüş
Hasretin kül savurmuş
Özlemin içinde kurumuş
Gülmeyince gamzelerin düşmüş
Birileri bir şeyler almış götürmüş

Bir kahri vicdan çöker üstüme
Ben durduğum yerde sadece durdum
Ok/ladın hançerledin baltaladın vurdun

Ya sen buradan geçme ya ben
Birimiz bu şehirden taşınmalı bence
Sen benim sevdamı ben senin kahrını
Ölümüne taşırız da ikimize de yazık
Etme eyleme

Aynalar kırılmasaydı
Yüzlerimiz düşmeseydi yere
Dönüp basmazdık cam kırıklarına
Ayın şavkı vurmayacak gölün suyuna
Yıldız dökülmeyecek gül yapraklarına

Bunca yağmur su sel
Bu ıslaklığı kurutmayacak güneş
Hiçbir ateş yakamayacak çalı çırpıyı

Bir şey var
Zamanın ruhu
Zamansız zamanları
Zaman bile af etmez
Zamanla

Ahmet Coşkun