23
Yorum
41
Beğeni
5,0
Puan
2254
Okunma

Yiten hayallerim, şu umutlarım
Sallanıp duruyor, dâr ağacın da
Geçmiyor gönlüme, yâr komutlarım
Fermanı boynunda, urgan ucunda
Sallanıp duruyor, dâr ağacın da
Hakim bir tepede, kutal bir sancak
Ölürsem düşecek, bu sancak ancak
Rüzgar da savrulan, sanki salıncak
Var mı benin gibi, dertli Acun’da
Sallanıp duruyor, dâr ağacın da
Vardır elbette ki, beterden beter
Ömrüme bir huzur, gözümde tüter
Mutluluğum için, bir sevda yeter
Gözüm yok Dünya’nın, tahtı tacında
Sallanıp duruyor, dâr ağacın da
Bir zorba eline, düşmüş av gibi
Yalnızlık gönlünde, koca dev gibi
Terk edilmiş, virane bir, ev gibi
Ne ahlar sezmişim, bitmez acında
Sallanıp duruyor, dâr ağacın da
Ara sıra, soruyorum, nerdeyim
Yok olmuş umuda, inen perdeyim
Kervanı yok, kuş uçmayan yerdeyim
Gökçe çiçek olup, dağ yamacında
Sallanıp duruyor, dâr ağacın da
Yaşlanmışım, gençliğimi, özlerim
Kendime de geçmez olsu sözlerim
Esti rüzgâr, tozla gitti, izlerim
Eridim, tükendim, söz kıskacında
Sallanıp duruyor, dâr ağacın da
Kalmadı gör artık, ağzımın tadı
Görmedim el gibi, ben de muradı
Gün olur silinir, Lüzumsuz adı
Gurbetle, hüzünün, bulamacın da
Sallanıp duruyor, dâr ağacın da
SADIK DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ
5.0
100% (35)